MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MakumiyetGerekçeli karar başlığında yanlış yazılı suç tarihinin 20.06.2008 olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;1-Yargıtay İBK'nun 14.12.1992 tarih ve 1/5 ve Ceza Genel Kurulu'nun 24.03.1998 gün ve 51/106 sayılı kararlarında açıklandığı üzere kambiyo senetlerinde yapılan sahtekarlığın resmi belgede yapılmış sayılabilmesi için ilgili kambiyo senedinin Türk Ticaret Kanununda öngörülen bütün zorunlu unsurlarını taşıması gerekir. Aksi takdirde yasal unsurları taşımayan bir kambiyo senedinde sahtekarlık yapılması halinde fiil, özel belgede sahtekarlık suçunu oluşturacaktır. Kuşkusuz, kambiyo senedinin sahteciliğin tamamlandığı anda tüm unsurlarını taşıması gerekmektedir. Sanıkla iştirak ilişkisi bulunmayan 3. kişiler veya mağdur tarafından eksik zorunlu unsurların sonradan tamamlanması durumunda resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin hükümler uygulanmaz. Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 688. (6102 sayılı Kanunun 776.) maddesinin 2. fıkrası uyarınca bononun "kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini" ihtiva etmesi gerekir. Somut olayda; sanık tarafından sahte olarak düzenlenen suça konu senedin ...'e verildiği sırada senette bedelin yazılı olmadığı ... tarafından senet icra takibine verileceği sırada bu eksikliğin tamamlandığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, suça konu senedin bono vasfı taşıdığının kabulü mümkün olmadığı cihetle, özel belge niteliğinde bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde "resmi belgede sahtecilik" suçundan sanığın mahkumiyetine hükmolunması,2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi gereğince aynı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık hakları yönünden koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/2. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.