Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25512 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4929 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyan ve iftiraHÜKÜM : Resmi belgede sahtecilik ve iftira suçundan mahkumiyet Resmi belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyanda bulunmak suçundan beraat1- Yalan beyanda bulunmak suçundan verilen beraat kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanık müdafiinin, sanık hakkındaki beraat hükmünün gerekçesine yönelik bir temyiz talebinin bulunmadığı anlaşılmakla; temyizde hukuki yararı bulunmadığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,2-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Tayin olunan hapis cezasının yasal sonucu olan hak yoksunluklarına ilişkin 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:5237 sayılı TCK'nun 51/3. maddesi hükmü uyarınca, takdir edilen denetim süresinin alt sınırının, mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağı dikkate alınmadan 1 yıl denetim süresi belirlenmesi,Yasaya aykırı; sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında “1 yıl” olarak belirlenen denetim süresinin yerine “1 YIL 8 AY ” yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,3- İftira suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;Yargıtay 12. Ceza Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre güvenli şekilde alkollü araç kullanma sınırının 100 promil olarak kabul edilmesi, 27.06.2009 tarihindeki trafik kontrolünde 3,44 promil alkollü olarak yakalanan sanığın, görevlilere mağdur ... adına düzenlenmiş, kendi fotoğrafı yapıştırılmış sürücü belgesini ibraz etmesi ve kimlik bilgilerini kullandığı bu isim adına kabahat eyleminden dolayı trafik ceza tutanağı ile sürücü belgesi geri alma tutanağının düzenlenmesi karşısında; sanığın yüklenen 27.06.2009 tarihindeki eylemi nedeniyle iftira suçunun sübut bulduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamede bu yönde bozma isteyen düşünceye iştirak olunmamıştır.Sanık hakkında uygulanan TCK'nun 267/7. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 17.11.2011 tarih ve 2010/115 esas, 2011/154 sayılı kararı ile iptaline karar verildiği, söz konusu kararın 17.03.2012 tarih ve 28236 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmasına karşın yürürlüğe girdiği 17.03.2012 tarihine kadar yeni bir yasal düzenlemenin de gerçekleştirilmemesi karşısında, TCK'nun 267/7. maddesinin uygulama kabiliyetinin kalmadığı, ancak aynı maddenin birinci fıkrası gereğince ceza tayin edilebileceği gözetilerek sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 16.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.