MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği ve nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : BeraatTanıklardan ...‘nin soruşturma ve kovuşturma aşamalarında alınan beyanları arasındaki çelişkinin mahkemece giderildiği, ...‘in tüm aşamalarda aynı yönde beyanda bulunduğu, tanıklardan soruşturma aşamasında dinlenen ... ile kovuşturma aşamasında dinlenen kişinin kimlik bilgileri itibariyle aynı kişi olmamaları nedeniyle beyanlarında çelişki bulunduğundan söz edilemeyeceği cihetle tebliğnamedeki bu yönlerden bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.Sivaslı Devlet Hastanesinde pratisyen hekim olarak görev yapan sanık ... ile aynı ilçede eczacı olan sanıklar ... ve ... haklarında, doktor olan sanık ... tarafından, nöbetçi olduğu zamanlarda eczane sahibi sanıklarca gönderilen reçetelere, hastaların bilgisi haricinde eczanelerde elde kalan ilaçların yazıldığı, yapılan 22.03.2006 tarihli arama işleminde eczanelerde çok sayıda ilaç kupürü bulunduğunun tespit edildiği, yine sanık ...‘ın nöbetçi olduğu tarihlerde hastane protokol defterine birtakım tedavileri hastalara hiç uygulamadığı halde uygulamış gibi göstererek yada uyguladığı tedavileri farklı şekilde lanse ederek düzenlediği belgelerle aylık performans puan değerlendirmesinde döner sermayeden fazla ek ödeme almak suretiyle katılan kurumun zararına sebebiyet vererek nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; sanık ...‘ın suçlamaları kabul etmemesi, diğer sanıklar ... ve ...‘in ise işyerinde bulunan ilaç kupürlerinin reçetesi daha sonra yazılan hastalara ait ilaçlar olduğu ve hepsinin kayıtlı bulunduğu yönündeki savunmaları karşısında, gerçeğin ve suç kastının kuşkuya yer vermeyecek biçimde tespiti bakımından; Mahkemece hükme esas alınan ve kovuşturma aşamasında temin edilen 12.02.2010 tarihli bilirkişi raporunda yalnızca doktor olan sanık ...‘ın nöbetçi olduğu Ocak 2005 ile Ekim 2005 tarihlerini kapsayan hastane kayıtlarının incelendiği, iddianamede belirtilen Kasım 2005 ile 22.03.2006 tarihler arasındaki dönemin incelenmediği gözetilerek bu tarihleri de kapsayacak şekilde yeniden bilirkişi raporu aldırılması, raporda eczacı olan sanıklar yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, bu doğrultuda 22.03.2006 tarihli arama sırasında sanıklara ait eczanelerde ele geçirilen ilaç kupürlerinin, hangi reçetelere, hangi tarihlerde yazıldığı ve reçete sahiplerinin bu ilaçların kendilerine yazıldığından haberdar olup olmadıklarına ilişkin bir tespit bulunmadığı görülmekle, reçete sahiplerinin tespiti ile olayla ilgili tanık sıfatıyla ifadelerine başvulması, soruşturma aşamasında alınan 16.10.2006 tarihli bilirkişi raporunda; hastane protokol defterinde isimleri ..., ... ve ... olarak yazılı olan kişiler yerine, kovuşturma aşamasında ..., ..., ..., .... ve .... isimli kişilerin tanık olarak dinlendiği, bu kişilerce belirtilen şekilde herhangi bir tedavi geçirmedikleri beyan edilmesine karşın, isim benzerliği veyahut yanlışlığına ilişkin araştırma yapılmadığı, keza gerekçeli kararda da herhangi bir bilgiye yer verilmediği dikkate alındığında, belirtilen hususta araştırma yapılması, protokol defterinde isimleri bulunan kişilerin tanıklar dışında başkaca kişiler olduklarının tespiti halinde, onların da tanık sıfatıyla beyanlarının alınması, tanıklardan ...‘ın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, hastanede kendisine tırnak çekimi ve pansuman işlemi yapılmadığını beyan ettiği, yargılama aşamasında ise hastanede tırnak çekimi yaptırdığını bildirdiği görülmekle, beyanlar arasındaki çelişkinin giderilmesi, protokol defterinde belirtilen işlemlerin kendilerine uygulanmadığını belirten tanıklar ..., ..., ..., ... ve ...’in ifadelerine neden itibar edilmediğinin kararda tartışılması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak eksik inceleme sonucu ile yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.