MAHKEMESİ : Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Sanıkların mahkumiyetineSanıkların sahte plaka ile haricen sattıkları araç için daha sonra sahte vekaletname vermek şeklinde gerçekleşen eylemlerinin sübutu halinde, 5237 sayılı TCK'nun 204/1-3, 43; (suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nun 342/2, 80.) maddeleri kapsamında zincirleme tek suçu oluşturduğu gözetilmeden plakalarda yapılan sahtecilik eyleminin 765 sayılı TCK'nun 350/2. maddesi kapsamında kaldığı kabul edilerek zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırmasına karar verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.1. Sahte vekaletname ile araç satışı yaptıkları iddia ve kabul olunan sanıklardan ...'un aşamalarda, aracı ... ile birlikte, ... aracılığıyla ...'dan aldıklarını, çalıntı olduğundan şüphelenmesi üzerine kolluk birimlerine bildirdiğini savunması, ... ve ...'nun olayla ilgilerinin olmadığını ileri sürmeleri, dosya kapsamından, ...'un henüz bir soruşturma başlamadan kolluk birimlerine aracın çalıntı olduğundan şüphelendiğini bildirerek başvurduğunun anlaşılması, araç sahibi sıfatıyla adına vekaletname düzenlenen ... hakkındaki davanın tefrik edilmiş, 16.10.2002 ve 07.10.2002 tarihli vekaletnameler ile motorlu araç trafik-tescil belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmamış olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, tefrik edilen davanın akıbeti araştırılarak derdest olması halinde birleştirilmesi, aksi takdirde bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örneklerinin alınması ile, anılan vekaletnamelerle motorlu araç trafik-tescil belgeleri üzerindeki yazı ve imzaların sanıklara aidiyetinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmasından sonra, sonucuna göre, sanıkların eylemlerinin sübutuna ilişkin somut delillerin nelerden ibaret olduğu da karar yerinde tartışılarak, hukuki durumlarının takdir ve tayini yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2. Sanıklar ... ve ... arasında menfaat çatışması olduğu gözetilerek 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 38/1-b ve 5271 sayılı CMK'nun 152. maddeleri uyarınca ayrı müdafiler atanması gerekirken aynı müdafi görevlendirilmesi suretiyle savunma haklarının kısıtlanması, Yasaya aykırı, sanıklar ... ve ... müdafii ile ...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.