Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24173 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 783 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetSanık hakkında düzenlenen iddianamede; resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu işlediğinin belirtilmesi karşısında; iddia olunan suç yönünden mahallinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:1- Sanığın duruşmada ve temyiz dilekçesinde, aynı suçtan dolayı ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/339 Esas sayılı dosyasında yargılandığını belirtmesi, karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve mükerrer yargılamanın önüne geçilmesi bakımından; öncelikle sanığın savunmasında belirttiği dosyanın akıbeti araştırılıp, varsa dava dosyası getirtilip incelenerek davaların irtibatlı olduğunun tespiti halinde mümkünse davaların birleştirilmesi aksi halde özetinin duruşma tutanağına geçirilmesi, iddianame ile bu davayı ilgilendiren tüm delillerin onaylı birer suretlerinin dosya arasına konulmasından sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Kabule göre;a) Sanığın, üzerinde kendi fotoğrafı bulunan ... adına düzenlenmiş kimlik belgesi ile 19.02.2007 ve 27.02.2007 tarihlerinde araç satış sözleşmesi düzenlettirdiğinin iddia edildiği olayda, noterde sahte olarak düzenlenen araç satış sözleşmelerinin kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olması sebebiyle eylemlerinin TCK.nun 204/3, 43/1. maddelerinde düzenlenen zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde eksik ceza tayini,b) 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi gereğince aynı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması.Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 25.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.