Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 24077 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6617 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Özel belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetYapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan aynı Kanunun 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri ve TCK.nun 7. maddesi karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunup lehe olan ve önödeme önerisi gerektiren sanığın eyleminin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiş,2-Kabule göre de; İki adet sahte abonelik sözleşmesi düzenlendiğinin iddia ve kabul olunması karşısında, 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesine göre 'Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi' durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup; aynı anda işlenen eylemlerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle, dosyada bulunan sözleşmelerin aynı tarihli olduğu anlaşılmakla, belge sayısı temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınarak tek bir özel belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,3-Hüküm tarihindeki yasal düzenlemeye göre, sanığın adli sicil kaydında yer alan CMK'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilamın, 5271 sayılı CMK'nun 231/6-a maddesi kapsamında kasıtlı suçtan mahkumiyet olarak değerlendirilemeyeceği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilmeden, ileride suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluştuğundan bahisle hapis cezası ertelenen sanık hakkında, sabıkasındaki CMK'nun 231. maddesine ilişkin hükümlülüğünden bahsedilerek yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 23.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.