Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23306 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 941 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanHÜKÜM : Mahkumiyet 5237 sayılı TCK'nun 206. maddesinin gerekçesinde belirtildiği gibi düzenlenen ve doktrinde "fikri sahtecilik" olarak adlandırılan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için, kişinin (sanığın) açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaate göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece kişinin (sanığın) beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise bu maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır.09.07.2012 tarihli yakalama tutanağı içeriğinden, hakkında çeşitli suçlardan dinleme kararı bulunan sanığın yakalandığında ismini ... olarak beyan etmesine rağmen görevlilerin kendisini daha önceden tanıması sebebiyle tutanak altına sanığın gerçek isminin yazıldığı ancak daha sonra sağlık raporu düzenlenirken raporda ... isminin yazıldığının anlaşılması karşısında; yakalama tutanağı ve sağlık raporunu düzenleyen görevliler dinlenmeden, yakalandığında gerçek ismi bilinen sanığın isminin ... olarak doktor raporuna nasıl yazıldığı araştırılmadan ve yüklenen suçun yasal unsurlarının nasıl oluştuğu karar yerinde açıklanıp gösterilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.