MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi evrakta sahtecilik, iftiraHÜKÜM : Mahkumiyet Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 1- Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik sanık ve sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine ancak, 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi karşısında; aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, ancak belge sayısının TCK'nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiğinden, sanığın üzerinde aynı tarihte ele geçen sahte kimlik belgesi ve pasaportun farklı zamanda düzenlendiklerine ilişkin bir delil bulunmadığı cihetle, eylemin bir bütün olarak tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ve eylemde zincirleme suç hükmünün uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, TCK'nun 43. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini, 2- Sanık hakkında "iftira'' suçundan verilen hükme yönelik sanık ve müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 5237 sayılı TCK'nun 268. maddesinde tanımlanan suçun oluşabilmesi için sanığın öncelikle bir suç işleyip kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmasının gerekeceği cihetle, sanığın idari para cezası yaptırımı gerektiren kabahat niteliğinde olan eylemi nedeniyle 13.05.2010 tarihli "Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı" nın düzenlemesi sırasında sahte belge göstererek kimliği hakkında yalan beyanda bulunmaktan ibaret eyleminin, 5237 sayılı TCK'nun 212. maddesi yollaması ile aynı Kanunun 206. maddesinde düzenlenen "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan" suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde hataya düşülerek, yazılı şekilde "iftira" suçundan hüküm kurulması,Kabule göre de;3- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18.06.2013 gün 2013/8-151/304 sayılı ilamında açıklandığı üzere, birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.