MAHKEMESİ : Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Sanıklar ..., ... ve ...'nun ayrı ayrı beraatlerine, diğer sanıkların ayrı ayrı mahkumiyetlerine I-Sanık ...'ın 'resmi belgede sahtecilik' suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yokluğunda verilip 15.07.2008 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü karar tarihinde yürürlükte bulunan 1412 Sayılı CMUK'nun 310. maddesinde belirlenen bir haftalık yasal süresinden sonra 12.11.2007 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken aynı yasanın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, II-'Resmi belgede sahtecilik' suçundan haklarında verilen mahkumiyet kararlarına yönelik sanıklar ... ile sanıklar ... ve ... müdafilerinin ve hakkında ölüm nedeniyle düşme kararı verilen ... haricindeki tüm sanıklar hakkında verilen mahkumiyet ve beraat kararlarına yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasa'sının 141/3. maddesinde; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli yazılır." buna paralel hüküm içeren 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK'nun 34. maddesinde de "Hakim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil gerekçeli yazılır." hükümleri yer almaktadır.Gerekçe; hükmün dayanaklarının akla, hukuka ve maddi olaya uygun açıklamasıdır. Gerekçenin dosyadaki bilgi ve belgelerin yerinde değerlendirildiğini gösterir biçimde; geçerli, yasal ve yeterli olması gerekir. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi yasa koyucunun amacına uygun düşmez ve uygulamada keyfiliğe yol açar.Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK'nun 34, 230, 232 ve 289. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde açık olması ve Yargıtay'ın bu işlevini yerine getirebilmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, sanıkların eylemlerinin ne olduğunun açık olarak gerekçeye yansıtılması, sanıklar hakkında açılan kamu davası ile ilgili kurulan beraat ve mahkumiyet hükümlerinin dayanaklarının gerekçeleriyle kararda açıklanıp gösterilmesi gerektiği cihetle; suça konu nakliye tezkereleri ile araçlarındaki orman emvalini peşin para karşılığında önceden anlaştıkları orman ürünü ticareti yapan ve haklarında beraat kararı verilen sanıklar ..., ... ve ...'nun firmaları aracılığıyla fabrikaya satan sanıkların yalnızca araç sahibi veya şöfor olduklarını ve araçların kendileri tarafından kullanılmadığını, plakaların hayali olarak yazılmış olabileceğini savunmaları karşısında; suça konu nakliye tezkereleri, sevk irsaliyeleri ve kantar fişleri üzerindeki yazı ve imzaların kimin eli ürünü olduğu tespit edilmeden, hangi sanığın hangi nakliye tezkerelerini düzenleyerek kantara teslim ettiği, tezkereler üzerinde mal sahibi olarak kimlerin gösterildiği irdelenmeden ve yukarıda izah edilen ilkelere uyulmadan gerekçeden yoksun olarak yazılı şekilde hükümler kurulması,Yasaya aykırı, sanıklar ... ile sanıklar .... ve ... müdafileri ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.