MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanHÜKÜM : Mahkumiyet1- Sanığın, 5838 sayılı Yasanın Geçici 2/4. maddesi ile getirilen düzenlemeden faydalanmak amacıyla suç tarihinde trafik tescil şube müdürlüğüne müracaatla, 1996 model motosikletinin mevcut olmadığını beyan etmesi nedeniyle memura yalan beyan suçundan açılan davada; Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 25.03.2009 tarihli talimatı ile söz konusu kanunun uygulanması sırasında, başvuru sonrasında ceza tutanakları ve tescil dosyaları üzerinden resen araştırma yapılmasını öngörmesi karşısında, memura yalan beyanda bulunmak suçunun oluşabilmesi için, yazılı veya sözlü beyan üzerine düzenlenen resmi belgenin konusunu tek başına, başka bir belgeye, başka bir araştırmaya gerek kalmadan ispat edici güce sahip olması gerektiği, beyanı alan memur, doğruluğunu araştırıp, buna kanaat getirdikten sonra belgeyi düzenlemek durumunda ise, yani belge kişinin beyanı yanında memur tarafından yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda meydana getirilecek ise suç oluşmayacağından atılı suçun unsurları oluşmadığı gibi, sanığın beyanda bulunduğu motosikleti 1998 yılında sattığını ve o tarihten sonra haber alamadığını savunması, söz konusu motosikletin 2010 yılında plakasız ve tescil belgesi olmadığı halde bir başka şahıstan ele geçirilmesi karşısında, sanığın suç kastı da bulunmadığından beraati yerine hatalı gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de; 2- 5237 sayılı TCK'nun 51/7. maddesinde “hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin” belirtilmesi karşısında, mahkemece “denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde sanığın ertelenen cezasının tamamen infazına" denilerek infaz aşamasını da kısıtlayacak şekilde hüküm tesis edilmesi,3- Hükümden önce, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesi gereğince, sanık hakkında 'hükmün açıklanmasının geri bırakılması' kararı verilip verilmeyeceği hususunun tartışılmaması,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.