MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Özel belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet 1–... İletişim isimli işyeri yetkilisi olan sanığın şikayetçi adına sahte ... abonelik sözleşmesi düzenlemek suretiyle özel belgede sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle hakkında açılan kamu davasında, sanığın ... İletişim'in alt bayii olduğunu, suça konu ... abonelik sözleşmesinin ... İletişim yetkilileri tarafından düzenlendiğini savunması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından, ... İletişim'in suç tarihinde yetkilisinin kim olduğu tespit edilip, sanığın savunması doğrultusunda ifadesine başvurulması ve gerektiğinde ... İletişim'in yetkilisi ile ilgili personelin ve sanığın suç tarihinden önceki resmi kurumlardan temin edilecek imza ve yazı örnekleri getirtilip, huzurda alınan yazı ve imza örnekleri ile birlikte ... abonelik sözleşmesi üzerindeki yazı ve imzaların sanığın veya ... İletişim'in yetkilileri ile personelinin eli ürünü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması yasaya aykırı, 2 – Suçun sübutu halinde, hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan aynı Kanunun 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri ve TCK'nun 7. maddesi karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunup lehe olan ve önödeme önerisi gerektiren sanığın eyleminin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiş,3 – Kabule göre de; Sanığın adli sicil kaydında yer alan 3167 sayılı Kanunun 16/1-3. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetlerine ilişkin eylemlerinin hükümden önce 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüştüğü cihetle, 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesinin 5 ve 6. fıkralarında sayılan objektif ve subjektif koşulların bulunup bulunmadığı değerlendirilerek 'hükmün açıklanmasının geri bırakılması' kararı verilip verilmeyeceğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.