Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23186 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22307 - Esas Yıl 2014





Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 02.12.2014 gün ve 2014-21697/72383 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 10.12.2014 gün ve KYB. 2014/394000 sayılı ihbarnamesi ile;Mühür bozma suçundan sanık ...'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 203/1, 62 ve 52/2. maddeleri gereğince 3.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, zarar giderilmediğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair Boğazlıyan Asliye Ceza Mahkemesinin 23/12/2011 tarihli ve 2011/253 Esas, 2011/318 sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde;Dosya kapsamına göre;1- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 30/10/2013 tarihli ve 2012/11480 Esas, 2013/15670 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, özelleştirme uygulamaları sonucu elektrik dağıtım ve satışı işlemlerinin özel şirketlerce yapılmaya başlanması karşısında özel şirketler tarafından konulmuş mühürlerin mühür bozma suçunun konusunu oluşturmayacağı cihetle, somut olayda sanığa elektrik dağıtım hizmeti sunan ... A.Ş.'nin 31/08/2010 tarihinde tamamen özelleştirildiği ve sanığın sayacında yer alan mührün de suç tarihinde özel şirket uhdesinde olduğu gözetilmeden yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde,2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada maddi bir zararın bulunmasının zorunlu bulunması, buna karşın mühür bozma suçunun devlete ve millete karşı suçlar arasında yer alıp, kamu idaresinin mühür koymaya yönelik iradesine karşı işlenmesi nedeniyle, mühür bozma eyleminin meydana getirdiği bir zarardan söz edilemeyeceği gözetilerek, daha önce işlediği kasıtlı bir suç bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, yalnızca zararın karşılanmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla, Dairemize gönderilen dosya incelenerek gereği görüşüldü:21.09.2011 tarihli mühür bozma tutanağına konu 07.09.2011 tarihli mühürleme işlemini gerçekleştiren katılan Çamlıbel Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi'nin mühürleme tarihinden önce 31.08.2010 tarihinde özelleştirilmesi nedeniyle, lisans sahibi özel şirket görevlileri tarafından yapılan bu mühürleme işlemine aykırı davranışta, 5237 sayılı TCK'nun 203. maddesinde düzenlenen "mühür bozma" suçunun unsurlarının oluşmayacağı anlaşılmakla; kanun yarına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki (1) nolu istem yerinde görüldüğünden, Boğazlıyan Asliye Ceza Mahkemesinin 23.12.2011 gün ve 2011/253 Esas, 2011/318 sayılı kararının CMK'nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre aynı maddenin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca karar verilmesi mümkün görüldüğünden, yüklenen suç unsurları itibariyle oluşmadığından sanığın beraatine, (1) nolu istem yerinde görülerek sanığın beraatine karar verilmiş olduğundan, tartışılmasında hukuki yarar kalmayan (2) nolu istem konusunda karar verilmesine yer olmadığına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.