Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23147 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22145 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Asıl karar: Mahkumiyet Ek karar: Temyiz talebinin reddi 1- Sanık ... müdafiinin 03.02.2014 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık ...'in yokluğunda verilip 06.08.2103 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinden sonra 29.01.2014 havale tarihli dilekçesi ile temyiz ettiği anlaşılmakla, vaki temyiz talebinin reddine dair mahkemenin 03.02.2014 tarihli ek kararında bir isabetsizlik görülmediğinden, müdafiinin bu karara yönelik temyiz itirazlarının reddiyle temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın istem gibi ONANMASINA, 2- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik müdafiinin temyizinin incelenmesine gelince; 7201 sayılı Tebligat Kanununun 11. maddesi uyarınca vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği cihetle, 29.05.2013 tarihli oturuma sanık ... ile birlikte katılıp müdafii olduğunu bildiren Av. ...'a yokluğunda verilen hüküm tebliğ edilmediği gibi sanığın sorgusunda beyan ettiği adrese gönderilen hükmün tebliğ edilemeden iade edilmesi üzerine mernis adresine Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi gerekirken iade edilen önceki adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebliğin usulsüz olduğunun kabulü ile, ... müdafiinin 28.02.2014 tarihinde öğrenme üzerine yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5271 sayılı CMK'nun 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi ve sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmesi gerekmektedir. Adli sicil kaydına göre engel mahkumiyeti bulunmayıp, hakkında takdiri indirim maddesi uygulanan ve tekrar suç işlemeyeceği yönündeki olumlu kanaat sonucunda cezası ertelenen sanıktan hükmün açıklanmasını kabul edip etmediği sorulup sonucuna göre hukuksal durumunun belirtilen yasal ölçütlere göre değerlendirilmesi yerine, sanık ve müdafiinin hükmün kurulduğu oturuma katılamamaları nedeniyle hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını kabul etmediklerinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.