MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetAyrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.03.2008 gün ve 7/56 sayılı kararında açıklandığı üzere, kendisine zorunlu müdafii atandığından haberdar olmayan ve yargılama aşamasında atanan müdafii ile hiç yüz yüze gelmeyen sanığın, yokluğunda verilen mahkumiyet hükmünün zorunlu müdafiine tefhim edilmesi ve onun tarafından süresinde temyiz edilmemesi işleminden sorumlu tutulamayacağı cihetle, sanığın gerekçeli kararın kendisine tebliğinden sonra verdiği 31.08.2010 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede gereği görüşüldü:Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinin uygulanabilmesi için "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" gerektiği, suç tarihinde yurtdışına gitmek üzere havalimanına gelen sanığın, sahte pasaport, nüfus cüzdanı ve emekli tanıtım kartını ibraz ederek kullanmasından ibaret olayda, belgelerin farklı tarihlerde yapıldığına dair kesin delil bulunmayıp, TCK'nun 43/1. maddesi uyarınca fiilin aynı anda işlendiğinin kabul edilmesi gerekliliği karşısında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, eylemin kül halinde 5237 sayılı Yasanın 204/1. maddesinde öngörülen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ancak sanığın güttüğü amaç ve saik, suç konusunun önemi, kastın yoğunluğu ve sahte belge çeşitliliği dikkate alınarak temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak tayini gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde, suçun zincirleme şekilde işlendiğinin kabulü ile temel cezanın TCK'nun 43. maddesi uyarınca arttırılması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.