MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Vergi Usul Kanununa MuhalefetHÜKÜM : 1-Sahte fatura kullanmak suçundan sanığın beraatine 2-Defter ve belgeleri gizlemek suçundan; 213 sayılı VUK.nun 359/a-2, TCK.nun 62, 50/-a ve 52/2. maddeleri gereğince 3.000 TL APC I- Katılan vekilinin sanık hakkında "sahte fatura kullanmak" suçundan kurulan hükme yönelen temyiz itirazlarının yapılan incelemesinde;5271 sayılı CMK'nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu, duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, "sahte fatura kullanmak" ve "sahte fatura düzenlemek" suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olduğu ve birbirine dönüşemeyeceği de dikkate alındığında, kamu davasının, "sahte fatura düzenlemek" suçundan açıldığı, "sahte fatura kullanmak" suçundan açılmış bir dava bulunmadığı yine 213 sayılı Kanunun 367. maddesine göre dava şartı olan mütalaa alınmadan dava açılıp karar verilmesi yasaya aykırı ise de; zamanaşımının olumsuz bir yargılama şartı olarak kovuşturmaya engel olduğu cihetle;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "sahte belge düzenlemek" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK.nun 102/4. maddesinde öngörülen asli zamanaşımının, en aleyhe 31.12.2002 olan suç tarihinden 21.01.2009 iddianame tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK.nun 102/4 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE,II- Sanık ve katılan vekilinin "defter ve belgeleri ibraz etmemek" suçundan kurulan hükme yönelen temyiz itirazlarının yapılan incelemesine gelince;1- 213 sayılı Kanunun 253 ve 254. maddeleri uyarınca defter ve belgeleri ait olduğu yılı takip eden 5 yıl boyunca muhafaza ve istenildiğinde ibraz etme sorumluluğunun, mükellefe ve/veya vergi sorumlusuna ait olduğu gözetildiğinde, muhasebeci olan sanığın defter ve belgeleri saklama ve ibraz etme yükümlülüğünün bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetine hükmolunması,2- Kabule göre de;A- 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9/3. maddesi uyarınca, suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesiyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/a-2. maddesinde yapılan değişiklikten önceki haliyle 213 sayılı VUK'nun hükümleri olaya ayrı ayrı uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe Yasanın tespiti gerektiği, Vergi Usul Kanununun 359/a-2. maddesinde yapılan değişiklikten önceki hali lehe kabul edildiği takdirde hükmolunan hapis cezasının paraya çevrilmesinde hapis cezasının her bir günü için sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan asgari ücretin bir aylık brüt tutarının yarısının esas alınması gerektiği gözetilmeden, temel cezanın 5728 sayılı Yasayla yapılan değişiklikten önceki haliyle 6 ay hapis cezası olarak belirlenip, paraya çevirmede TCK’nun 50. maddesinin esas alınması suretiyle karma uygulama yapılması,B- Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçuna iştirak ettiği kabul edilen ve herhangi bir menfaat temin ettiği tespit edilemeyen sanık hakkında V.U.K'nun 360. maddesinin uygulanmaması, Yasaya aykırı, sanık ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.