MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Özel belgede sahtecilikHÜKÜM : BeraatI-Katılan vekilinin sanıklar hakkında 'özel belgede sahtecilik' suçundan verilen beraat kararlarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;11.02.2010 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilen beraat kararını 1412 sayılı CMUK'nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süresinden sonra 05.03.2010 havale tarihli dilekçe ile temyiz eden katılan vekilinin vaki isteminin 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,II-Sanıklar hakkında 'özel belgede sahtecilik' suçundan verilen beraat kararlarına yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Katılan ile sanıkların yetkilisi olduğu şirket arasında CNR Fuar merkezinde kurulacak standın yapım ve düzenlenmesi için sözleşme yapıldığı, sözleşme bedelinin ödenmesi hususunda taraflar arasında hukuki ihtilaf çıkması üzerine katılan tarafından elindeki sözleşmeye dayanılarak İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/345 Esas sayılı dosyasında görülen davanın açıldığı, yargılama sırasında borçlu şirket vekilince kendilerinde bulunan sözleşmenin dosyaya ibraz edilerek sözleşme bedelinin 4400 dolar olduğunun iddia edildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin iki suret şeklinde 3'er sayfa olarak düzenlendiği, her bir sayfasının bilgisayarda hazırlandığı ve sadece son sayfasının taraflarca imzalandığı, davalı vekilince ibraz edilen sözleşmenin 1. sayfasındaki bedel kısmının katılanca sunulan metindeki bedelden düşük yazıldığı, sözleşmeler üzerinde Adli Tıp Kurumunca yapılan incelemede borçlu şirket vekilince sunulan sözleşmenin 1. sayfasının kağıt evsafı olarak diğer tüm sayfalardan farklı olduğunun tespit edildiği, şirket adına sözleşmeyi imzalayan sanık ...'un da sözleşme bedelinin katılanın iddia ettiği gibi 10.400 dolar bedelli olduğunu, bu haliyle tanzim edilip imzalandığını beyan ettiği, diğer sanıkların ise sözleşme ile ilgili bilgilerinin olmadığını, ... tarafından imzalanmış olduğunu savundukları anlaşılmakla; suça konu metnin içerik, anlam ve devam eden maddeler ile başlıkları bakımından mantıksal sıralama ve bütünlük taşıdığı, bu haliyle devam eden her sayfanın taraflarca imzalanması veya paraflanması zorunluluğu bulunmayıp, sözleşmenin bütün halinde belge olarak kabul edilmesi ve belgenin düzenlendiği an itibariyle iğfal kabiliyetine haiz olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, bu halde katılan tarafından gerçek sözleşme metninin mahkemeye ibraz edilmiş olmasının sahte belgenin aldatıcılılık vasfına etki etmeyeceği gözetilerek, suça konu belgeyi mahkemeye ibraz eden şirket vekili Avukat Mehmet Karabadan'ın sözleşmeyi kimden ve ne şekilde temin ettiği hususunda tanık olarak dinlenmesi, sanıkların suç tarihinde şirketi temsile yetkili bulunup bulunmadıklarının ve şirket borçlarından doğacak sorumluluğun kimlere ait olduğunun irdelenmesi ve sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi, Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.