Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22200 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3405 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Sahte fatura düzenlemek, defter ve belgeleri ibraz etmemek HÜKÜM : Sanığın her iki suçtan ayrı ayrı mahkumiyetine I - Katılan vekili ile sanığın, “2001 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyizleri üzerine yapılan incelemede;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “2001 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçunun yasada gerektiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden, duruşmaya devam olunarak yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,Yasaya aykırı, katılan vekili ile sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasının gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında “2001 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, II- Katılan vekili ile sanığın “defter ve belgeleri ibraz etmemek” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyizlerine gelince;1 - 213 sayılı VUK'nun 359/a-2. maddesinin değişiklikten önceki halinde 6 aydan 3 yıla kadar olan hapis cezası, 5728 sayılı Yasanın 276. maddesiyle yapılan değişiklikle 1 yıldan 3 yıla kadar çıkartılmış ise de, hükmolunan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın seçenek yaptırıma çevrilmesine karar verilmesi durumunda, maddenin önceki halinde yer alan “hapis cezasının para cezasına çevrilmesinde asgari ücretin esas alınacağına” ilişkin bölümün, maddenin değişik halinde yer almaması nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nun 50 ve 52. Maddelerine göre seçenek yaptırıma çevrilmesi gerekeceğinden, anılan maddenin 5728 sayılı Yasa ile değişik halinin sanık lehine olacağı gözetilmeden, 213 sayılı VUK.nun değişiklikten önceki 359/a-2 maddesine göre hükmolunan 6 ay hapis cezasının, aynı maddenin son fıkrası uyarınca asgari ücret esasına göre paraya çevrilmek suretiyle fazla ceza tayini,2- Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK'nun 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belgelerin ibraz edilmemesi fiili ile oluşmuş somut bir zarardan söz edilemeyeceğinden, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanık hakkında CMK'nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekili ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.