MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Kamu görevlisinin resmi belgede sahtecililğiHÜKÜM : Mahkumiyet1-Sanıkların aşamalarda öğrencilerin seanslara katılamadıkları halde katılmış gibi belge düzenlemedikleri, gelemedikleri seansların telafi seansları ile tamamlandığı, eğitim verilmeden verilmiş gibi aylık bireyselleştirilmiş eğitim ve rehabilitasyon planı hazırlamadıkları, aldıkları asgari ücrete girdikleri ders sayısı ücretlerinin eklenerek maaş aldıkları, derslerdeki öğrenci sayısının artmasının aldıkları ücreti etkilemediğini savunarak atılı suçlamaları kabul etmemeleri, davaya konu eylemi ihbar eden, daha önce sanıklarla aynı kurumda çalışan, kurum müdürü sanık ... ile husumeti bulunan ve ayrılmalarından kısa bir süre sonra şikayet dilekçesi sunan tanıklar ...... ile ......nın alınan ücretin hesabı konusunda sanıklarla benzer beyanda bulunmaları, tanık olarak dinlenen ve bir kısmı okuma yazma bilmeyen öğrenci velilerinin aşamalarda verdikleri beyanları arasında ciddi çelişkiler ve tutarsızlıklar bulunması, .......... Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Kurumu kurucu sahibi olan ...'ın kocası olan tanık ...'ın ...... ve ......'nın kendisine kurum ile ilgili komplo kurma yönünde teklifte bulunduklarını beyan etmesi ve öğrencilerin evlerinden ne şekilde alınıp kuruma getirildiklerinin açıklanmamış olması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından öncelikle sanıkların maaşlarının nasıl belirlendiği, kurumdaki öğrenci sayısının fazla olmasının maaşlarına ek katkı sağlayıp sağlamadığının ilgili kurumdan sorularak tespiti, öğrencilerin evlerinden kuruma nasıl getirildikleri, servis ile getirilmişler ise suç tarihlerinde kimin getirdiği, getirilmemiş ise telafi için sonradan getirilip getirlmedikleri, evden alan ve kuruma getiren kişilerin öğrencileri teslim aldıklarına dair belge imzalayıp imzlamadıkları yönünden servis şoförlerinin tanık olarak dinlenilmelerinden sonra sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi yerine tanık beyanları arasındaki ciddi çelişkiler giderilmeden, hangi nedenle hangi tanığın beyanı üstün tutulduğu belirtilmeden salt dosyanın özeti durumunda bulunan bilirkişi raporu esas alınarak ve bir çok öğrencisi bulunan kurum hakkında sadece 5 öğrenci ile ilgili iddia olması ile şüpheden sanık yaralanır ilkesi de gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,Yasaya aykırı,Kabule göre de;2-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.