Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22056 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1980 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 11 - 2010/290472MAHKEMESİ : Malatya(Kapatılan) 2. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/02/2010NUMARASI : 2008/1206 (E) ve 2010/132 (K)SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan1- 5237 sayılı TCK'nun 206. maddesinin gerekçesinde belirtildiği gibi düzenlenen ve doktrinde "fikri sahtecilik" olarak adlandırılan "resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçunun oluşabilmesi için, kişinin (sanığın) açıklamaları üzerine oluşturulan resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması gereklidir. Beyanı alan memur bu beyanın doğruluğunu araştırıp tahkik etmek ve daha sonra edindiği kanaata göre resmi belgeyi düzenlemek durumunda ise, bir başka ifade ile resmi belge sadece kişinin (sanığın) beyanına göre değil de memur tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre meydana getirilmekte ise bu maddede tanımlanan suç oluşmayacaktır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında, 02.11.2008 tarihinde ... plakalı araç ile saat 20.00 sularında şehir merkezinde seyir halinde iken kural ihlali yapmasından dolayı trafik ekiplerince durdurulup, hakkında idari işlem yapmak üzere görevlilerin, sanıktan sürücü belgesini ve aracın ruhsatını istedikleri, sanığın sürücü belgesi olarak İbrahim Bozdağ adına düzenlenmiş sürücü belgesini ibraz ettiği, görevlilerin sanık ile ehliyet üzerindeki fotoğrafın benzerlik bulunmadığını ve sürücü belgesinin sanığa ait olmadığını anlamaları nedeniyle durumun farkedildiği, bunun üzerine sanıktan kimliğinin istendiği, sanığın ise ısrarla ehliyetin kendisine ait olduğunu beyan etmesi üzerine götürüldüğü polis merkezinde ehliyetin kendisinin olmadığını açıklaması ve dosya kapsamına göre görevlilerce herhangi bir belgenin düzenlenmemiş olması karşısında, yalan beyan suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilerek beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,2- 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasıYasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.