Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2203 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 19997 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetYapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine göre sanığın bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,1) 5237 sayılı TCK'nun 43/1. maddesinin uygulanabilmesi için "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" gerektiği 43/2. maddesinde de “aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da birinci fıkra hükmü uygulanır”. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacak, ancak bu ceza TCK’nun 43/1. maddesine göre artırılacaktır. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuksal anlamda tekliğidir. Bazen suçların işlenmesi sırasında doğal olarak birden fazla hareket yapılmakta ise de, ortaya konulan bu davranışlar suçun kanuni tanımında yer alan hukuksal anlamdaki "tek bir fiili" oluşturmaktadır. Somut olayda sanığın, gerçek kişiler adına düzenlenmiş 3 adet sahte sürücü belgesi ile yakalanması ve belgelerin farklı tarihlerde düzenlenip kullanıldığına ilişkin bir tespit bulunmaması karşısında; adlarına sahte belgeler düzenlenen kişilerin gerçek şahıslar olmaları cihetiyle TCK'nun 43/2 delaletiyle 43/1. maddesinin uygulanması gerekeceği gözetilmeden, eksik araştırma ve değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,2-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.