MAHKEMESİ :İcra Ceza MahkemesiSUÇ : Ticareti usulüne aykırı terk etmekHÜKÜM : Sanıkların beraatlerineI- Sanıklar ... ve ... haklarında kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; Türkiye Taret Sicil Gazetesinin 10.04.2006 tarih ve 6531 sayılı yazısına göre sanığın şikayet tarihi itibariyle borçlu şirketin yetkili temsilcisi olmadığının anlaşılması karşısında, yüklenen suçun unsurları oluşmadığı cihetle, şikayetçi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA,II- Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; 1) - İİK'nun 337/a maddesindeki ticareti usulüne aykırı terk etmek fiili, her takip için ayrı şikayet olunsa dahi koşulları bulunduğu takdirde tek suç oluşturacağı cihetle, Mahkemenin 2008/4086 Esas ve 2009/1102 Karar ile İstanbul 17. İcra Ceza Mahkemesinin 2013/2 Esas ve 2013/75 Karar sayılı dosyalarının mükerrer cezalandırılmaya neden olunmaması açısından mümkünse birleştirilmesi, olmazsa anılan dosyalardan bu davayı ilgilendiren belgelerin onaylı suretinin alınarak denetime imkan verecek şekilde incelenip tutanağa geçirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,2) - Ticaret şirketi yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, borçlu şirketin ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yaptırılarak, sonucuna göre hukuki durumunun takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.