MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mühür bozmaHÜKÜM : MahkumiyetSanığın yokluğunda verilen hükmün Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği ancak tebliğ edilen gerekçeli kararda hüküm fıkrasının yer almadığı ve sanığın yasa yoluna başvuru hakkından haberdar edilmediği anlaşıldığından mahkemece verilen eski hale getirme kararının ve sanık müdafiinin temyiz itirazının yerinde ve süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede;07.10.2010 tarihli iddianame ile sanığın işlettiği ekmek firınının ruhsatsız olması nedeniyle 29.06.2005 tarihinde mühürlendiği, 03.05.2010 tarihinde yapılan kontrolde mührün bozularak faaliyete devam edildiğinin tespit edildiği iddiasıyla kamu davası açıldığı, sevk kısmında 43. maddenin uygulanması talep edilmişse de tek bir mühür bozma eyleminin tavsif edildiği, iddianamede bahsedilen 29.06.2005 tarihli mühürleme ve 03.05.2010 tarihli fek tutanakları işyeri sahibi sıfatıyla Vural Kumbasar isimli kişi tarafından imzalanmışsa da sanığın savunmasında çalışmak zorunda olduğu için mührü kendisinin bozduğunu beyan ettiği, sanık müdafiinin mükerrer olduğunu iddia ettiği Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/795 esas 2008/1324 karar sayılı ve Bakırköy 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/654 esas 2008/500 karar sayılı dosyalarındaki mühür fekki eylemleri ve iddianame tarihleri dikkate alındığında temyize konu bu dosya yönünden hukuki kesintinin gerçekleşmiş olduğu anlaşılmakla; tebliğnamedeki eksik incelemeye dair bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:5271 sayılı CMK.nun 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı, 07.10.2010 günlü iddianameyle, ruhsatsız olarak işlettiği işyeri 29.06.2005 günü mühürlenen sanığın, 03.05.2010 günü mühürü bozarak işyerindeki faaliyetini sürdürdüğü ve atılı suçu işlediği iddiasıyla kamu davasının açıldığı, anılan eylem dışında başkaca bir mühür bozma eylemiyle ilgili anlatım ve iddianın bulunmadığı gözetilmeden suçu zincirlemeli olarak işlediğinin kabulü ile yazılı şekilde TCK'nun 43. maddesi uygulanarak fazla ceza tayini, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, TCK'nun 43. maddesinin uygulanması ile ilgili kurulan hüküm fıkrasının 2. bendinin karardan çıkartılarak sonuç cezanın 1 yıl hapis olarak kalmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 10.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.