Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2117 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9127 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : MahkumiyetNoterlik bir kamu kurumu değilse de, olayda kamu kurumunun maddi varlığı olan trafik tescil belgesinin kullanılmış olması nedeniyle TCK'nun 158/1-d maddesi ile uygulama yapılmasında, sonucu itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir.I) Sanıkların haklarında nitelikli dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine karşı temyiz itirazlarının incelenmesinde;Tekerrüre esas sabıkası nedeniyle sanık ... hakkında TCK'nun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, anılan Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğunun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğine ilişkin isabetsizliğin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Toplanan deliller karar yerinde incelenip yüklenen suçun sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı bir sebebin bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiriler dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II) Sanıkların haklarında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince;Tekerrüre esas sabıkası nedeniyle sanık ... hakkında TCK'nun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, anılan Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğunun sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğine ilişkin isabetsizliğin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.TCK'nun 204/1-3 maddeleri uygulanarak belirlenen ceza miktarı itibariyle TCK'nun 51, 5728 sayılı Yasa ile değişik CMK'nun 231. maddelerinin uygulanma olanağı bulunmayan sanıklar hakkında, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine: ancak;Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 gün ve 232-250, 09.10.2012 gün 2011/8-335 Esas, 2012/1804 sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık yeteneğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, "muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatma yeteneğinin varlığını göstermeyeceği cihetle; sanıkların mağdurun kimlik bilgilerini içeren sahte nüfus cüzdanı ile noterde araç satışı yaptıkları ve nüfus cüzdanının dosya kapsamından ele geçirilemediğinin anlaşılması karşısında, iğfal kabiliyetini haiz olup olmadığı belirlenemediğinden zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde fazla ceza tayini,Yasaya aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından TCK'nun 43. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlar çıkarılarak sonuç cezaların “3 yıl” hapis cezasına indirilmesi suretiyle eleştiriler dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.