MAHKEMESİ :İcra Ceza MahkemesiSuç : Ticareti usulüne aykırı terk etmek HÜKÜM : Sanıkların beraatlerine I- Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde; İstanbul Ticaret Sicili Memurluğunun 09.11.2009 gün ve 137596 sayılı yazısına göre sanıkların şikayet tarihi itibariyle borçlu şirketin yetkili temsilcisi olmadığının anlaşılması karşısında, yüklenen suçun unsurları oluşmadığı cihetle, şikayetçi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, II- Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükme yönelik olarak yapılan temyiz itirazlarına gelince; Ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.02.2012 tarih ve 2011/505, 509 ve 513 Esas sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, İİK'nun 337/a maddesinde düzenlenen “ticareti usulüne aykırı terk etmek” suçunun ticaret şirketleri müdür ve yetkililerince de işlenmesinin mümkün olduğu cihetle; ticaret şirketi yetkilisi olan sanıklara isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, re'sen terk çalışması nedeniyle öncelikle borçlu şirketin kayıtlı olduğu vergi dairesi müdürlüğünden mükellefiyetinin terk ettirilip ettirilmediği sorulup, şikayetin süresinde olup olmadığı tespit edilip, ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yaptırılarak, sonucuna göre hukuki durumun takdir edilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Yasaya aykırı, şikayetçi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.