Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20811 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24807 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılıkHÜKÜM : Sanıkların her iki suçtan mahkumiyetineI- Sanık ... hakkında "resmi belgede sahtecilik", sanık ... hakkında ise "resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık" suçlarından kurulan hükme yönelik sanıkların temyiz istemlerinin incelenmesinde;Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçu yönünden, suç tarihinin suça konu çekin keşide edildiği 20.10.2005 olup, bu tarih itibariyle 5237 sayılı TCK'nun yürürlükte olduğundan tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.Toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezanın nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık ... yönünden, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca mahkemece 765 ve 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkân verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe hüküm belirlenerek sonucuna göre karar verilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanıkların yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II- Sanık ... hakkında "dolandırıcılık" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 03.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.