Sahte olarak tanzim edildiği iddia olunan suça konu bononun 10 Ağustos 2000 ve 16.11.2000 şeklinde iki ayrı vade tarihi taşıması nedeniyle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 690. maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 615. maddesi uyarınca "bono" vasfını taşımadığı gözönüne alınarak, sanığın eyleminin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 345. maddesi (5237 sayılı TCK'nın 207/1. maddesi) kapsamında "özel belgede sahtecilik" suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi;Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken, 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7 ve 5349 sayılı Kanun'la değişik 5252 sayılı Türk Ceza Ka-nunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "özel belgede sahtecilik" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK'nın 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta CMUK'nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 13.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.