Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20552 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23894 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın dolandırıcılık ve nüfus cüzdanında sahtecilik eylemlerinden; düşme Sanıklar; ..., ..., ..., ...'ın resmi belgede sahtecilik eyleminden; beraat Sanık ...'ın; 204/1-3, 53/1,58/6-7, 4 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması (iki kez).Sanıklara yüklenen suçlardan doğrudan doğruya zarar gören ... yönünden herhangi bir katılma kararı verilmediği görülmekle, vekilinin 28.04.2011 ve 06.07.2011 tarihli duruşmalarda, sanıkların cezalandırılmalarını talep edip, hükmü de temyiz etmesi nedeniyle katılma arzusunda olduğu cihetle, 5271 sayılı CMK'nun 237/2. maddesi uyarınca şikayetçi ...'ın davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;1- Katılan ... vekilinin, tüm sanıklar hakkında 'nitelikli dolandırıcılık' ve 'sahte nüfus cüzdanı düzenleyip kullanmak' suçlarından açılan kamu davalarının dava zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına ilişkin hükümler ile sanık ... hakkında 'kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik' suçundan verilen beraat hükmüne, sanık ... müdafiinin ise sanık hakkında 'kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik' suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanık ... yönünden; suça konu sahte vekaletnamelerin kullanılarak değişik tarihlerde tapuda satış işlemleri de yapıldığının belirlenmiş olması karşısında, sanık hakkında her iki mahkumiyet hükmü yönünden de zincirleme suç hükümlerinin tatbiki ile cezalarda artırıma gidilmesi gerektiğinin düşünülmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; tüm sanıklara yüklenen 'nitelikli dolandırıcılık' ve 'sahte nüfus cüzdanı düzenleyip kullanmak' suçları yönünden; yasada gerektirdiği cezalarının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4. maddesinde öngörülen dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanıkların savunmalarının alındığı tarihlerden hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden kamu davalarının vaki zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığı, sanık ...'a yüklenen 'kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik' suçu yönünden; elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış, sanık ...'a yüklenen 'kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik' suçları yönünden ise; toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçların sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca mahkemece 765 ve 5237 sayılı Yasa hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların denetime imkan verecek şekilde gösterilip birbiriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasa belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmuş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan katılan ... vekili ile sanık ... müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle belirtilen hükümlerin istem gibi ONANMASINA, 2- Katılan ... vekilinin, sanıklar ... ve ... hakkında, katılan ... vekilinin ise, sanık ... hakkında 'kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik' suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelen temyiz itirazlarına gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen 'kanun hükmü gereği sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahtecilik' suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/3. maddesinde öngörülen dava zamanaşımının, kesici son işlem olan sanıkların savunmalarının alındığı, sanık ... yönünden; 13.09.2004, sanık ... yönünden ise; 07.09.2004 tarihlerinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/3 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.