Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 20283 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2470 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Defter ve belgeleri ibraz etmemek, sahte fatura kullanmakHÜKÜM : Sanığın her iki suçtan mahkumiyetineI- Sanık müdafiinin "defter ve belgeleri ibraz etmemek" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında TCK'nun 58. maddesinin uygulanmaması isabetsizliği karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK’nun 7/2. maddesi gözetilerek 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 5728 sayılı Yasanın 276. maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 359/a-2. madde ve fıkrasında yapılan değişiklikler denetime olanak sağlayacak biçimde hükmün gerekçe bölümünde tartışılıp lehe hükmün belirlenmesi gerekirken anılan yasa değişikliği yönünden bir değerlendirme yapılmadan hüküm kurulmuş ise de, uygulamanın sonucu itibariyle sanığın lehine olduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçların sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, sanığın daha önce kasıtlı suçlardan kesinleşmiş mahkumiyetinin bulunması nedeniyle 5728 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı anlaşılmış, incelenen dosyaya göre hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, II- Sanık müdafiinin "2002 takvim yılında sahte fatura kullanmak" suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen "2002 takvim yılında sahte fatura kullanmak" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suç tarihi olan 01.05.2003 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.