MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Özel belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetYapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Kanun hükümlerine göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,Kabule göre ise; 2-5237 sayılı TCK'nun 43. maddesine göre, aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle; suça konu sözleşmelerin 20.06.2012 aynı tarihte düzenlendiği anlaşılmakla, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşmad??ğı, ancak belge sayısı ve çeşitliliğinin temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği gözetilmeden TCK'nun 43. maddesinin tatbiki ile cezada artırıma gidilmesi, 3- Tekerrüre esas alınan Akçaabat Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2008/479 Esas, 2012/72 Karar sayılı ilamı ile hükmolunan adli para cezasının, dava konusu eylemin gerçekleştiği 20.06.2012 tarihinden sonra, 27.07.2012 tarihinde kesinleştiği ve tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,4-5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 12.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.