Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20184 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1707 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılıkHÜKÜM : Sanıkların resmi belgede sahtecilik suçundan ayrı ayrı TCK'nun 204/1, 53/1-2. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına. Sanıkların dolandırıcılık suçundan ayrı ayrı TCK'nun 157/1, 52/1-2-3, 53/1-2. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 400 TL apc ile cezalandırılmalarına ve belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına dair. Katılanlar ... ve ...'in 24.06.2010 tarihli dilekçelerinin içeriği itibariyle temyiz niteliğinde bulunmayıp sanıklardan ...'a yönelik şikayetten vazgeçme niteliği taşıdığı anlaşıldığından, sanıklar ... ve ... müdafileri ile sanık ...'in temyiz istemlerine hasren yapılan incelemede gereği görüşüldü; I-)Sanık ... müdafii ile sanık ...'in temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanıklardan ...'ın suça konu sahte senedi sanıklar ... ve sanık ...'e vererek katılan ...'a ait olup diğer katılan ...'e ait galeride satışa sunulan aracı sözkonusu sahte senetle satın almalarını sağlamaktan ibaret oluşa uygun şekilde sübutu kabul edilen eyleminin, dolandırıcılık suçuna azmettirme niteliğinde bulunduğu anlaşıldığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanıkların sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri açısından koşullu salıverilmeye, c bendi dahil 1. fıkrada yer alan diğer hak yoksunluklarının ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık ... müdafii ile sanık ...'in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan; hükümde 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümlerin yerine, “53. maddenin 1. fıkrasının c bendindeki kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yer alan diğer haklardan, cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” denilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II-)Sanık ... müdafiinin temyiz itirazlarına gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-) 5237 sayılı TCK'nun 61. maddesi uyarınca hakim somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde kullanılan araçları, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını ve failin güttüğü amaç ve saiki göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler. 5237 sayılı TCK'nun “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir. Ancak, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK'nun 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerindeki ifadelerin kararda tekrar edilmesi ile bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve failine özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe olmadığı gözetilmeden sanık ...'ın azmettirmesi sonucu diğer sanık ... ile birlikte hareket ederek suça konu sahte senedi kullanmak suretiyle katılanlardan araç teslim almakla birlikte alışveriş tarihinde katılanı annesi ...'ün işyerine götürerek dosyada örneği bulunan annesinin borçlu olduğu gerçek bir senedin teminat olarak düzenlenip verilmesini sağlayan sanık hakkında maddedeki ibarelerin tekrarı ile yetinilerek diğer sanıklarla birlikte aynı cezalara hükmolunması, 2-)5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.