MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Vergi Usul Kanununa MuhalefetHÜKÜM : 08.08.2010 tarihli defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan beraat Aralık 2005 - 2006 mali yıllarına ilişkin suçtan mahkumiyet A-Sanık hakkında defter belge ibraz etmeme suçundan kurulan hükme yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;Defter ve belgeleri gizlemek suçunun oluşabilmesi için, "varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit..." olan defter ve belgelerin, saklama zorunluluğu bulunan 5 yıllık süre içerisinde usulüne uygun olarak yapılan tebligata rağmen vergi incelemesi için yetkili memura ibraz edilmemesinin yeterli olduğu, sanıktan 2005,2006 takvim yılına ait yasal defter ve belgelerin VDENY-2010-821/32 sayılı yazı ve 06.08.2010 tarihli en son ikamet adresinde eşi ...’a yapılan usulüne uygun tebligatla ibrazının istenmesi üzerine, sanığın, tebligatın ayrı yaşadığı eşine tebliğ edildiği ve süresi içinde haberi olmaması nedeniyle ibraz edemediğine dair savunmasına itibar edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında; hesapların dairede incelenmesine imkan veren 213 sayılı Yasanın 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulmadan ve yetersiz gerekçe ile eksik soruşturma sonucu hüküm tesisi,B-Sanık hakkında 2005,2006 takvim yıllarına ait sahte belge düzenleme suçundan kurulan hükümlere yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;1-Sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ''Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun'un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır'' şeklindeki düzenlemeye göre faturaların Vergi Usul Kanunu'nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, 2005,2006 yılına ait fatura ayrıntılarının Vergi Dairesi'nden sorularak kanaat oluşturacak sayıda fatura aslı ya da onaylı suretinin istenerek (2005 yılı için 01.06.2005 ve 15.06.2005 tarihlerinde düzenlenen fatura asılları), maddi gerçeğin, lehe yasanın ve zamanaşımı süresinin kuşkuya yer vermeyecek biçimde tespiti bakımından dosya arasında bulundurulması gerektiğinin gözetilmemesi ve sahte düzenlendiği iddia olunan faturaların aslı veya onaylı örnekleri dosya içerisine alınarak düzenlenen en son fatura tarihi de belirlenip, sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre ise;2- Suç tarihi itibariyle 213 sayılı Kanun'un 359/b-1 maddesinde öngörülen temel cezanın alt sınırının 18 ay olduğu gözetilmeden ve hapis cezalarının alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle tayin edildiğine dair bir kabul ve gerekçe gösterilmeden temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak tayin edilmesi, 3- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.