Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19925 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 578 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : MahkumiyetSanık ...'ın yokluğunda verilen karar, mahkemece “... Mah. ... Caddesi No:267 iç kapı No:1 ...” adresinden evrakın sevki üzerine 20.09.2011 tarihinde İzmir BTOİC Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan 6099 sayılı Kanun ile değişik 7201 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yer alan, " (1) Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartı ile her yerde tebligat yapılması caizdir. (2) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." şeklindeki düzenleme karşısında, sanığın savunmasında bildirdiği adresine anılan Kanun'un 10. maddesine göre, bunun mümkün olmaması halinde aynı Kanun'un 21. maddesine göre tebligatın yapılması gerektiği cihetle, söz konusu Kanun'un 35. maddesine göre İzmir BTOİC Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yapılan tebligatın usulsüz olduğu, 28.07.2012 tarihinde bu suçtan ceza infaz kurumuna giren sanığın öğrenme üzerine verdiği 03.08.2012 havale tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede gereği görüşüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıkların yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 5237 sayılı TCK'nun 53/3. maddesi gereğince 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanıkların sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden, fıkranın tamamını kapsar biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasa'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki TCK'nun 53. maddesinin tatbikine ilişkin kısım hükümden çıkartılarak yerine "TCK'nun 53. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın (c) bendinde yeralan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilmeye, maddede yazılı diğer haklardan ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına," ibaresi eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.