MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 213 sayılı Yasaya muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet Sanık ...'nun aşamalardaki savunmalarında ismi geçen ... .... hakkında 16/02/2009 tarih 2009/4623 Esas sayılı iddianameye konu eylem hakkında yasal işlem yapılması olanaklı görülmüş,Birden çok sahte fatura düzenlemek suretiyle yüklenen suçu işlediği kabul olunan sanıklar hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması isabetsizliği aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Bülent Sarıgül'ün 23.12.2008 tarihi itibariyle Denetim Grup Müdür vekili olarak görevlendirilmediğine dair dosyada herhangi bir iddia olmaması, sanık ...'un soruşturma aşamasında müdafii huzurunda savcıya verdiği 08.07.2007 tarihli ifadesinde kiraladığı evinin bir odasını ... ... tahsis ettiğini ve odanın sürekli kapalı olduğunu savunmasına karşın, 06.07.2007 tarihli “ev arama, yakalama, el koyma ve savcı görüşme tutanağı” başlığını taşıyan belge içeriğine göre naylon fatura ticareti yapıldığı gerekçesi ile ihbar olunan ve sanıkların yakalandığı ikametgahta yapılan aramada balkona açılan odada gözle görünür şekilde faturalar, makbuzlar ve açık çalışır vaziyette bilgisayarların olduğunun, bilgisayar ekranında fatura işlemlerinin yapıldığının, iddianamede adları belirtilen şirketlere ait fatura ve kaşelerle birlikte başka belge ve bilgilerede el konulduğunun belirtilmesi, 05.12.2008 tarih VDENR-2008-807/39 sayılı .. Tekniği Raporunda sanık ...'nun, sahte düzenlendiği iddia ve kabul olunan ve aramada faturaları ele geçen .'nin kurucu ortağı (%97) ve genel müdürü olduğunun, sanık ...'nun ise 0340319580 numaralı mükellef ... ...i.'nin %40 ortağı olduğunun ve bu firmanın incelemelere konu şirketlerle fatura alış verişinde bulunduğunun açıklanması, anılan Vergi Tekniği Raporu içeriği, 11.01.2011 havale tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı karşısında tebliğnamede bozma isteyen düşüncelere iştirak olunmamıştır.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre sanıklar müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 5237 sayılı TCK’nun 53/3. maddesi gereğince aynı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık hakları yönünden koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı; sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki TCK'nun 53. maddesinin tatbikine ilişkin paragraf hükümden çıkartılarak yerine "5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yeralan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerine ilişkin haklardan koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.