MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Vergi usul kanununa muhalefetHÜKÜM : Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan dolayı 213 sayılı Yasanın 359/a-2 ve TCK'nun 62, 51. maddelerinin uygulanarak sanığın erteli 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sahte belge kullanma suçundan dolayı 213 sayılı Kanunun 359/b-1 ve TCK'nun 43, 62. maddelerinin uygulanarak sanığın 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasınaDefter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, ibraz için verilen sürenin bitimini izleyen tarihin suç tarihi olduğu cihetle; sanığa 04.06.2009 tarihinde tebligat yapıldığı ve ibraz için 15 gün süre verildiği gözetildiğinde, suç tarihinin 20.06.2009 olduğu; müsned sahte fatura kullanmak suçu bakımından ise, suça konu sahte olduğu iddia edilen faturaların sonuncusunun 2008 yılı ekim ayı tarihli olup KDV de kullanılmış olması nedeniyle suç tarihinin 26.11.2008 olduğu nazara alınarak, gerekçeli karar başlığına "2008" olarak eksik yazılan suç tarihlerinin defter ve belgeleri ibraz etmeme suçu bakımından 20.06.2009; sahte fatura kullanmak suçu bakımından ise 26.11.2008 tarihleri olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüş, dosyada mevcut adli sicil kaydına göre tekerrüre esas geçmiş hükümlülüğü bulunan sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmaması ve 5237 sayılı TCK'nun 43 ve 62. maddeleri uyarınca uygulama yapılırken temel cezanın yıl olması nedeniyle sonradan yapılacak artırım ve indirimler üzerinden hesaplanacak cezasının da yıl kapsamında kalanlar yıl olarak belirlenerek hüküm kurulması gerekirken sonuç cezanın 3 yıl 1 ay 15 gün yerine 2 yıl 13 ay 15 gün olarak eksik ceza tayini isabetsizlikleri karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.I-Müdafiinin sanık hakkında sahte fatura kullanmak suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve dereceleri takdir kılınmış, hükmün açıklanmasının geri bırakılmama nedenleri gösterilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştirilen hususlar dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,II-Müdafiinin sanık hakkında defter ve belge gizleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;1-213 sayılı Kanunun 139/2. maddesinde incelemenin dairede yapılmasını gerektiren nedenlerden birinin varlığı önceden belirlenmeden faaliyetini sürdüren mükelleflere defter ve belgelerin ibrazı için yapılan tebligatların hukuken geçerli olmayacağı cihetle, dosya arasında bulunan vergi suçu raporu ve ekindeki belgelerden defter ve belge istenmesine ilişkin yazının tebliğ edildiği 04.06.2009 tarihi itibariyle sanığın işyerinin faal olduğunun anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi açısından, incelemenin dairede yapılmasına imkan veren 213 sayılı Yasanın 139/2. maddesindeki istisnalardan birinin varlığının önceden belirlenip belirlenmediğinin incelemeyi yapan vergi denetmeninden sorulup, buna ilişkin bir tespiti varsa belgesini dosyaya ibrazının istenmesi aksi takdirde, yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmayacağından atılı suçun yasal unsurlarının oluşmayacağı gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,2-Kabule göre de;5237 sayılı TCK'nun 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece "denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediğinde veya uyarılara rağmen yükümlülüklerine uymadığında ertelenen cezanın tamamen infazına" karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.