MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Memur olmayan kimsenin resmi belgede sahteciliği, dolandırıcılıkHÜKÜM : Sanıkların beraatlerineI)Sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafiinin “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen karara karşı sanıklara vekalet ücreti verilmesi gerektiğine ilişkin olup, katılan vekilinin temyizi ile birlikte yapılan incelemede:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafiinin ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine: ancak; 1136 sayılı Kanun'un 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinin 5. fıkrası uyarınca, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanıklar lehine ayrı ayrı maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Yasaya aykırı, katılan vekilinin ve sanıklar müdafiinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeple 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanıklar hakkında verilen beraat hükmünün sonunda yer alan “Sanıklar ... ve...'ın kendilerini vekille temsil ettirdiği ve haklarında beraat kararı verildiği anlaşılmakla 2.200 TL maktu vekalet ücretinin hâzineden alınarak sanıklara verilmesine,” ibaresi çıkartılarak yerine "Sanıklar ..., ..., ... ve ...'nun kendilerini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.200,00 TL vekalet ücretinin hâzineden alınıp sanıklara ayrı ayrı verilmesine" fıkrasının eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II)Sanıklar hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçundan kurulan karara yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklara yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, III-Sanıklar ... ve ... müdafiinin vekalet ücreti verilmesi gerektiğine yönelen, sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen hükme yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Sanık ...'ın eczane sahibi ve mesul müdürü olduğu, sanık ...'nun kalfa olarak çalıştığı, sanıklar ... ve ...'dan ve 11 kişiden temin ettikleri sağlık karnelerine sahte reçete düzenleyerek Emekli Sandığına fatura edip 60.493.98 TL haksız kazanç sağladıklarının iddia olunması, sanık ...'in reçetelerdeki kaşelerin eczaneye ait olup bedellerinin tahsil edildiğini, sanık ...'in Hacettepe Üniversitesinde 2004 yılında tedavi olduğunu, eczane kalfası ... vasıtasıyla reçetelerdeki ilaçları aldığını, sanık ...'ın reçeteler arkasındaki imzaların kendisine ait olduğunu sahte düzenlenen reçetelerden bilgisinin olmadığının, özel dializ merkezinde çalıştığı sırada ...'yu tanıdığını güvenerek sağlık karnesini 3-4 saatliğine verdiğini savunmaları, başka bir soruşturma kapsamında eczanede yapılan aramada ilaç küpürleri ve sağlık karnelerinin ele geçirilmesi, suça konu reçeteleri düzenleyen kurum olan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinde hasta müracaat ve kayıtlarının bulunmaması, reçetelerin isimleri görülen doktorlar tarafından düzenlenmedikleri, imza ve yazıların bu kişilere ait olmaması, yapılan bilirkişi incelemesinde 35 adet reçetenin “gerekli tedavi, ilaç, protez ve iyileştirme araçları” bölümlerindeki yazıların aynı el ürünü olduğunun belirlenmesi, sanık ...'ın eşi adına düzenlenen 6 adet reçetenin 28.329,36 TL, sanık ...'ın kendisi, eşi ve annesi adına tanzim edilen 12 adet reçetenin 24.433,12 TL olması karşısında, yüklenen suçun tüm unsurları itibariyle sübuta erdiği gözetilerek sanıkların mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,Yasaya aykırı, sanıklar müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.