Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1811 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10469 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşları v.s. tüzel kişiliklerin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık HÜKÜM : 1- Sanık ... hakkında; kamu davasının reddine, 2- Sanıklar ..., ... hakkında; beraat I- Sanıklar ... ve ...'ın resmi belgede sahtecilik suçundan beraatlerine dair hükme yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde: Suça konu şirketin yetkilisi her ne kadar ... ise de; sanık ...'in, anılan şirketin her türlü işini yapmak üzere babası sanık ... tarafından Ankara 46. Noterliğinin 27.05.2004 gün ... yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil tayin edilmesi, sanık ...'in, suça konu bonoyu kendisinin düzenleyip teminat amacıyla bankaya verdiğini, diğer sanıklar ... ve ...'ın, bundan habersiz olduğunu savunması karşısında; sanıkların beraatine karar veren mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılan vekilinin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, II- Dolandırıcılık suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının mükerrer olduğundan bahisle reddine, diğer sanıklar ... ve ...'ın beraatlerine dair hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde: Dosya kapsamından; sanık ...'in, banka ile yaptığı genel bir kredi sözleşmesinden sonra, gösterdiği teminat karşılığında kendisine kredi kullandırıldığı ve suça konu bonoyu da aynı şekilde teminat göstererek kredi kullandığı bu nedenle eyleminin, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/78-393 Esas-Karar sayılı dosyasındaki eyleminden farklı olduğunun anlaşılarak yapılan incelemede gereği görüşüldü: 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; yüklenen dolandırıcılık suçunun tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, en son suçun işlendiği 02.06.2004 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, III- Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının mükerrer olduğundan bahisle reddine dair hükme yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarına gelince: Sanık hakkında 11.03.2008 tarihli iddianame ile 15.05.2004 tanzim 27.09.2004 vade tarihli borçlusu ... ... olan bonoyu sahte olarak düzenlediğinden bahisle Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, 28.11.2008 tarihli iddianame ile de temyize konu 15.04.2004 tanzim, 27.08.2004 vade tarihli borçlusu ... olan bonoyu sahte olarak düzenlediğinden bahisle Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı ve her iki davadaki fiillerin aynı olmadığı gözetilmeden, iş bu davanın mükerrer olduğundan bahisle yazılı şekilde reddine karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.