MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, özel belgede sahtecilik, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanHÜKÜM : 1-Resmi belgede sahtecilik suçundan; TCK'nun 204/1, 62, 53/1-a-b-c -d-e maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası,hak yoksunluğu, mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması. 2-Özel belgede sahtecilik suçundan; TCK'nun 207/1, 62, 53/1-a-b-c -d-e maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası,hak yoksunluğu, mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması. 3-Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan; TCK'nun 206/1, 62, 53/1-a-b-c -d-e maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası, hak yoksunluğu, mükerrirlere özgü infaz rejimi ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanması.Sanığın suç tarihi olan 29.01.2009 günü yapılan yol kontrolünde kolluk görevlilerine ... isimli şahsın kimlik bilgilerine göre düzenlenmiş üzerinde kendi resmi bulunan sahte sürücü belgesini ibraz ettiği, kolluk görevlilerinin ibraz edilen sürücü belgesinin sahte olduğunu anlayıp gerçek kimliğini sorduklarında sanığın sürücü belgesinin sahte olduğunu kabul ederek bu kez kendisinin gerçekte kardeşi olan ... olduğunu beyan ettiği ve yakalama tutanağını da bu isimle imzaladığı, yapılan tahkikat neticesinde sanığın bu sahte sürücü belgesi ile ... adına 28.01.2009 tarihli oto kiralama sözleşmesini imzalayarak araç kiraladığının tespit edilmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinin;1-Sahte oto kiralama sözleşmesinin düzenlendiği tarih ile sanığın kolluk görevlilerine sürücü belgesini ibraz ettiği tarihler nazara alındığında suç kastının yenilendiğinden bahsedilemeyeceği, eylemin bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleşen TCK'nun 204/1, 43. maddelerinde düzenlenen zincirleme resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden ayrı ayrı özel ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğunun kabulü ile yazılı şekilde fazla ceza tayini,2-Dosya kapsamından ...'nin gerçekte var olan bir şahıs olduğu tespit edildiği cihetle, yukarıda anlatılan şekilde gerçekleşen eylemin sübutu halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 268/1. maddesi delaletiyle 267/1. maddesindeki "iftira" suçunu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde resmi belgenin düzenlenmesinde memura yalan beyanda bulunmak suçundan hüküm kurulması, 3-5237 sayılı TCK'nun 53/3. maddesi gereğince 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanıkların sadece kendi altsoyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceği gözetilmeden, fıkranın tamamını kapsar biçimde yazılı şekilde hükümler kurulması,4-Tekerrür hükümleri uygulanırken 5271 sayılı CMUK'un 232/6. maddesine aykırı olarak uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.