Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17861 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 869 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefetHÜKÜM : 213 sayılı VUK'nun 359/a-2, 5237 sayılı TCK'nun 62, 51/1-3-7-8, 53/1. maddeleri uyarınca erteli 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hakkında hak yoksunlukları uygulanmasına ilişkin.Defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, ibraz için verilen sürenin bitimini izleyen tarihin suç tarihi olduğu cihetle; sanığa 04.10.2006 tarihinde tebligat yapıldığı ve ibraz için 15 gün süre verildiği gözetildiğinde, suç tarihinin 20.10.2006 olduğu nazara alınarak gerekçeli karar başlığına “04.04.2005” olarak yanlış yazılan suç tarihinin “20.10.2006” olarak mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile Dairemizin yerleşmiş kararlarında açıklandığı üzere, yasa metninin tekrarı gerekçe olmadığı gibi yasalarda yer alan hükümler uygulanırken gösterilen gerekçelerde çelişkiye, zaafiyete düşülmemesi gerekir. Yine ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 gün ve 2008/250-13 sayılı kararında açıklandığı üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK’nun 231/6-c madde ve bendinde işaret olunan, zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, zarar koşulunun ancak zarar suçlarında dikkate alınması gereken bir unsur olduğu, defter ve belge ibraz etmeme suçunda anılan maddenin aradığı anlamda somut bir zarardan söz edilemeyeceği de nazara alınarak; mahkemece CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin objektif ve subjektif şartların somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılıp sonucuna göre sanık hakkında anılan maddenin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken, hükmolunan cezanın ertelemesine ilişkin TCK.nun 51. maddesinin uygulama gerekçesinde, “Sanığın sabıkasız kişiliği, ekonomik ve sosyal durumu, yargılama sürecindeki pişmanlığın"dan bahisle hapis cezasının ertelendiğinin belirtilmesine rağmen, CMK.nun 231. maddesi ile ilgili değerlendirme yapılırken, “suçun işleniş şekli, müşteki ve kamunun uğradığı zararın tam olarak tazmin edilmemesi, sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak koşulları oluşmadığından” bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle gerekçede çelişkiye düşülmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.