MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mühür bozmaHÜKÜM : TCK'nun 203, 62/1. maddesi gereğince 151 gün adli para cezası, gün adli para cezasının TCK'nun 52/2. maddesi uyarınca netice 3.020 TL adli para cezasına çevrilmesi Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığının Dairemize gönderilen 12.11.2013 tarih ve 29415146-2525 sayılı cevabi yazısından, suça konu mühürleme tutanağını düzenleyen ...Elektrik Dağıtım A.Ş'nin özelleştirmesinin suç tarihinden sonra 30.09.2013'te yapıldığı anlaşıldığından tebliğnamedeki buna ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 1-Duruşmaya getirtilerek incelemesi yapılan Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/727 Esas sayılı dosyasının suç tarihinin 08/01/2011 olduğu ve zincirleme suç unsurlarının bulunmadığı belirtilmiş ise de, anılan dosyanın iddianame tarihinin tutanağa geçmediği ve dosyadan belgelerden birer örnek alınmadığı görülmekle; her iddianameye kadar olan eylemlerin zincirleme biçimde işlenmiş tek mühür bozma suçunu, iddianameden sonraki eylemlerin ise ayrı suçu oluşturacağı gözetilerek, sanık hakkında varsa başka devam eden ve sonuçlanmış dava dosyaları ile Antalya 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/727 Esas sayılı dosyasının getirtilip yeniden incelenerek, aynı yer ile ilgili irtibatlı dosyaların mümkünse birleştirilmesi, değilse gerekli belgelerin onaylı örneklerinin dosya içerisine alınmasından sonra hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,2-5271 sayılı CMK’nun 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada maddi bir zararın bulunması zorunlu olup, mühür bozma suçunun kamu güvenine karşı suçlar arasında yer alıp, kamu idaresinin mühür koymaya yönelik iradesine karşı işlenmesi nedeniyle, mühür bozma eyleminin meydana getirdiği bir zarardan söz edilemeyeceği, mühür bozma eylemi sonucu kullanılan elektriğe ilişkin borcun ise, eylemden kaynaklanmış bir zarar olarak kabul edilemeyeceği gözetilerek, dosya içinde bulunan adli sicil kaydına göre sabıkası bulunmayan sanık hakkında kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, aynı Yasanın 231/6. madde ve fıkrasında gösterilen objektif ve sübjektif koşullar değerlendirilmeksizin, katılanın zararının giderilmediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.