Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1761 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8954 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Mahkumiyet1- ...... Sanayi ve Ticaret A.Ş. yetkilisi olan sanık ...’nun bu şirketin gümrük müşaviri olan ve hakkında aynı suçtan ayırma kararı verilen sanık .... ile iştirak halinde hareket ederek ..... tarih ....-.....-...... gümrük çıkış beyannamelerini sahte olarak düzenlediğinin iddia ve kabul edildiği olayda, 04.11.1999 gün ve 23866 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanıp 04.02.2000 tarihinden geçerli olan ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun geçici 6. madde 6. fıkra hükmüne göre "Gümrük müşavirleri ve gümrük müşavir yardımcıları, görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı fiillerinin niteliğine göre Türk Ceza Kanunu'nun devlet memurlarına ait hükümleri uyarınca cezalandırılır" hükmü karşısında; gümrük müşaviri olan ......’in görevi gereği imzaladığı belgeler nedeniyle üzerine atılı suçun sübutu halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nun 339/1. (5237 sayılı TCK'nun 204/2.) maddesinde yaptırıma bağlanan memurun resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturacağı cihetle, aynı eylem nedeniyle Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2008/1676 soruşturma numarasıyla resmi belgede sahtecilik suçundan iddianame düzenlenen ......hakkındaki dava dosyası celp edilip mümkün olması halinde bu dava ile birleştirilmesi, mümkün olmadığı takdirde getirtilip incelenerek özetinin duruşma tutanağına geçirilip bu davayı ilgilendiren kısımlarının onaylı örneklerinin dosyaya intikalinin sağlanarak, sanığın eyleminin 765 sayılı TCKnun 64/1. maddesi delaletiyle aynı yasanın 339/1 (5237 sayılı TCK'nun 38/3. maddesi delaletiyle 204/2) maddesi kapsamındaki suçu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve değerlendirme görev ve yetkisinin ağır ceza mahkemesine ait olacağı cihetle görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,2- Kabule göre;a- 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesi uyarınca, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK ile 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nun olaya ilişkin tüm hükümleri ayrı ayrı uygulanarak ortaya çıkan sonuçlar kararın gerekçe bölümünde denetime olanak verecek şekilde somut olarak gösterilip birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe yasanın belirlenmesi gerektiği gözetilmeden ve uygulamalı karşılaştırma da yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, b- 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinin, 765 sayılı TCK'nun 80. maddesinden farklı olarak; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda ya da aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi” durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün olup, somut olayda suça konu belgelerin aynı anda ibraz edilmesi karşısında zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilmeden, cezanın TCK'nun 43. maddesi uyarınca artırılması suretiyle fazla ceza tayini,Yasaya aykırı, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 02.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.