Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17573 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2012 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Mühür bozmaHÜKÜM : TCK'nun 203, 62, 51. maddeleri uyarınca erteli 5 ay hapis cezası, 1 yıl denetim süresi belirlenmesi, Gerekçeli karar başlığına '05.11.2010' olarak yanlış yazılan suç tarihinin '23.12.2010' şeklinde mahallinde düzeltilmesi olanaklı görülmüş, katılan kurumun, mühürleme tarihinde henüz özelleştirmeyip, 28.05.2013 tarihinde özelleştirildiğinin anlaşılması karşısında tebliğnamede yazılı (1) nolu bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak: 1- Sanık hakkında aynı yerle ilgili olarak 27.03.2010, 06.07.2010, 19.07.2010 ve 24.11.2010 tarihli mühür bozma eylemleri yönünden 02.03.2011, 05.11.2010 tarihli eylemi yönünden ise 27.05.2011 tarihli iddianamelerle kamu davası açıldığının dosya kapsamından anlaşılması ve temyize konu davanın 12.03.2012 tarihli iddianamesinde de sanığın 23.12.2010 tarihinde mühür bozduğunun iddia edilmesi karşısında, sanığın aynı nitelikteki eylemleri arasında iddianamelerin düzenlenme tarihleri gözetildiğinden dava açılmak suretiyle bir kesinti oluşmadığı, bu haliyle tüm eylemlerini zincirleme biçimde işlenmiş tek bir mühür bozma suçunu oluşturduğu cihetle, sanık hakkında bu davadan önce Antalya 14. ve 16. Asliye Ceza Mahkemelerine açıldığı belirtilen dava dosyalarının getirtilerek incelenip, derdest olmaları halinde birleştirilmesi, değilse ilgili belgelerin onaylı örneklerinin bu dosya içine alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,2- 5271 sayılı CMK’nun 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de, bu koşulun aranabilmesi için suçun niteliği veya işleniş biçimine ve doğurduğu sonuçlarına göre ortada maddi bir zararın bulunması zorunlu olup, mühür bozma suçunun kamu güvenine karşı suçlar arasında yer alıp, kamu idaresinin mühür koymaya yönelik iradesine karşı işlenmesi nedeniyle, mühür bozma eyleminin meydana getirdiği bir zarardan söz edilemeyeceği, mühür bozma eylemi sonucu kullanılan elektriğe ilişkin borcun ise, eylemden kaynaklanmış bir zarar olarak kabul edilemeyeceği gözetilerek, sabıka kaydına göre, daha önce işlediği kasıtlı bir suç bulunmayan sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, aynı Yasanın 231/6. madde ve fıkrasında gösterilen objektif ve sübjektif koşullar değerlendirilmeksizin, dosya içeriğine uymayan biçimde yalnızca zararın karşılanmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.