MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Sahte fatura kullanmak, defter ve belge gizlemekHÜKÜM : 1) Sahte fatura düzenleme suçu: Beraat 2) Defter ve belgeleri gizleme suçu: 213 sayılı VUK'nun 359/a-2, 62, 50/1-a, 52, 52/4. maddeleri uyarınca 3.000. TL adli para cezası, para cezasının taksitlendirilmesi 1) Cumhuriyet Savcısı ve katılan vekilinin, “2004 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükümleri karşısında; sanığa yüklenen “2004 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK’nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, 21.02.2005 suç tarihinden, temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve Cumhuriyet Savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK’nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 2) Sanığın, “defter ve belge gizleme” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;2004 takvim yılına ait yasal defter ve belgelerin vergi incelemesi için ibrazının istenildiği yazının 01.10.2007 günü işyerinde sanığın çalışanı...'a tebliğ edildiği cihetle, 213 Sayılı Yasanın 139/2. maddesinde öngörülen incelemenin dairede yapılmasına imkan veren istisnalardan birinin varlığı önceden belirlenmeden, faaliyetini sürdürdüğü anlaşılan sanığa defter ve belgelerin ibrazı için yapılan tebligatın hukuki geçerliliği bulunmadığı ve bu nedenle atılı suçun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 Sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.