MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Görevi kötüye kullanma, kamu kurumu zararına dolandırıcılıkHÜKÜM : Kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçundan: Zamanaşımı nedeniyle düşme Memurun resmi belgede sahteciliği suçundan: BeraatSanık ...'in ...Bağkur İl Müdürü olarak görev yaptığı sırada bir takım sahte belgelerle kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda; her ne kadar sanık hakkında daha önceden görevi kötüye kullanmak suçundan Burdur Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davaya ilişkin dosya 15.07.2008 günlü 2008/224-528 E.-K. sayılı görevsizlik kararıyla Burdur Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiş, mahkemenin de 22.10.2008 tarihli 2008/227-228 E.-K. sayılı ilamı ile dolandırıcılık suçundan zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmiş ve bu karara karşı süresinde yapılmış temyiz talebi bulunmadığından vaki istem reddedilerek karar kesinleştirilmiş ise de; sanık hakkında daha önce görevi kötüye kullanmak suçundan açılan kamu davasının, kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçuna dönüşemeyeceği, bu nedenle eldeki dosyada temyize konu dolandırıcılık suçundan aynı sanık ve fiilden daha önceden verilmiş bir karar bulunmadığının kabulüyle, sanık hakkında iddianameye konu her iki suç yönünden de yapılan incelemede;1- Sanık hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçundan verilen düşme kararına yönelen katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun yasada öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten karar tarihine kadar gerçekleştiği gerekçeleri gösterilerek kabul ve takdir kılınmış bulunduğundan, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,2- Sanık hakkında “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen beraat kararına yönelen katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Suç tarihinde ...Bağkur İl Müdürü olan sanığın, bazı şahıslar hakkında muayene olmadan ... Üniversitesi Hastanesi'nce sahte olarak düzenlenen faturalara ilişkin olarak kendi kurumunda yapılacak işlemleri hızlandırdığının ve kolaylaştırdığının iddia edildiği olayda; aşamalarda günde sayısız evrak imzalaması nedeniyle kendisine getirilen sahte faturalar nedeniyle düzenlenen evrakları imzalamış ise bile bunu bilerek yapmadığını savunması, aynı kurumda çalışan tanıklardan ... ve ...'nun beyanlarından sanığa ...'ın evraklarında eksiklik bulunduğunun söylenmesine rağmen, sanık tarafından ödeme belgelerinin düzenlenmesi talimatı verdiğinin anlaşılması, eldeki dosya ile bağlantılı bir başka dosyada sanık olarak ifadesi alınan ...'ın da sanığın bu belgelerin sahte olduğunu bilmediğini ancak kendisiyle iyi diyalog içinde olmaları nedeniyle kendisine çok yardımcı olduğunu beyan etmesi karşısında; sanığın belgede sahtecilik kastıyla hareket ettiğine ilişkin kanıt bulunmadığı, bir kısım ödemeye ilişkin belgelerin eksik olduğunu bilmesine rağmen işlemlerin tamamlanarak ödeme yapılması yönünde talimat vermek şeklindeki eylemlerinin kül halinde görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturduğu kabulüyle yapılan incelemede;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; değişen suç vasfına göre sanığın eylemine uyan "görevi kötüye kullanma" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeksizin hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.