MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanmak, nitelikli dolandırıcılıkHÜKÜM : Sanık ... hakkında TCK'nun 204/1 ve 257/1. maddelerinden cezalandırılması istemiyle açılan davalardan sanığın beraatına, sanık ...'in TCK'nun 257/1. maddesinden cezalandırılması için açılan davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, sanık ...'ın TCK'nun 257/1. maddesinden cezalandırılması için açılan davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, sanık ... hakkında TCK'nun 257/1. maddesinden açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına, sanık ...'in resmi belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı TCK'nun 204/1, 204/3, 62/1. maddeleri uygulanmak suretiyle 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık ...'in 765 sayılı TCK'nun 339/1, 59. maddeleri uygulanmak suretiyle 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına I) Sanık ... hakkında “resmi belgede sahtecilik”, ... ile ... hakkında “görevi kötüye kullanmak”, ... hakkında ise “nitelikli dolandırıcılık” suçlarından verilen kararlara karşı katılanın temyiz itirazlarının incelenmesinde;Sanık ... açısından; elde edilen delillerin hükümlülüğe yeter nitelik ve derecede bulunmadığı dosya içeriğine uygun şekilde gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, sanıklar ..., ... ve ... yönünden ise; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanıklar ..., ...'a yüklenen “görevi kötüye kullanmak” sanık ...'e yüklenen “nitelikli dolandırıcılık” suçunun cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu ve sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4, maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının suçların işlendiği 23.10.2003 tarihinden kesici son işlem olan iddianamenin düzenlendiği 02.12.2008 tarihine kadar gerçekleştiği, kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği gözetilmeden aynı Yasanın 102/4 ve 104/2. maddeleri gereğince ortadan kaldırma kararı verilmiş ise de, kararın sonucu itibariyle doğru olduğu anlaşılmakla katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,II) Sanık ... hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçundan kurulan hükme yönelik katılanın temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; yüklenen “görevi kötüye kullanmak” suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 maddesinde öngörülen asli dava zamanaşımının, suçun işlendiği 23.10.2003 tarihinden kesici son işlem olan iddianamedenin düzenlendiği 02.12.2008 tarihine kadar gerçekleştiği gözetilerek kamu davasının düşürülmesi yerine beraat kararı verilmesi,Yasaya aykırı, katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, III) Sanık ... hakkında “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” ve ... hakkında ise “resmi belgede sahtecilik” suçlarından verilen hükümlere yönelik sanık ... müdafii, sanık ... ve katılanın temyiz itirazlarına gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine incelenen dosya içeriğine göre sanık ... müdafii, sanık ... ve katılanın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine: ancak,1) Sanık ...'un, azmettirdiği nüfus müdürlüğünde görevli sanık ...'un gerçeğe aykırı düzenlediği nüfus kayıt örneği ile tapuda birden fazla satış yaptığı olayla sanıkların eylemlerinin iştirak halinde zincirleme şekilde kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,2) Tapu kaydının “kanun hükmü gereği sahteliği sabit olana kadar geçerli belgelerden” olmadığının gözetilmemesi,3) 5237 sayılı Yasanın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilen hükümlünün kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverilmeye kadar uygulanabileceğinin dikkate alınmaması, 4) Adli emanetin 2010/7696 sırasında kayıtlı suça konu belge hakkında karar verilmemesi,Yasaya aykırı, sanık ... müdafii, sanık ... ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.