Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 16717 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 30545 - Esas Yıl 2012
Tebliğname No : 11 - 2010/220772MAHKEMESİ : Samsun 2. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 02/02/2010NUMARASI : 2009/210 (E) ve 2010/8 (K)SUÇ : Resmi belgede sahtecilik1- Tanık S. G.'nün yanında muhasebe elemanı olarak çalışan sanığın iki adet boş çeki bankadan alıp yetkisi ve tanık S. G.'nün rızası olmadan keşide ederek aldığı araç karşılığında O. Otomativ Şirketine verdiği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın, 8-10 yıldır S. G.'nün işyerinde çalıştığını, muhasebesini tuttuğunu, şirket adına çok sayıda çek keşide ettiğini, bankalardan çek koçanı aldığını, aynı kişilerin alacaklı olduğu çekleri bankadan tahsil ettiğini, tüm bu işlemleri Serdar'ın onayı ile yaptığını, S. G.'nün Citroen araçların servisini ve alım satımını yaptıklarından Toyata Yaris marka araca binmesinin şık olmadığını belirtmesi üzerine bu aracı Serdar Görücü'nün sattığını, mağdur İ.. O..'in firmasından Citroen marka yeni araç aldığını, eski aracın satım parasını o sırada maddi açıdan sıkıntıda olan S. G.'ye verdiğini, Serdar'ın isteğiyle aldığı araç için de 2 adet çek keşide ettiğini, işten ayrılması ve S. G. ile arasının bozulması sebebiyle çeklerin kasıtlı olarak ödenmediğini savunması, mağdur İ.. O.. ve tanık K.. A..'ın, sanık ile S. G.'nün ortakmış gibi hareket ettiklerini, S. G.'nün tüm işlemlerinin sanık tarafından yürütüldüğünü belirtmeleri, tanık S. G.'nün ise, sanığa çek keşide etme yetkisi vermediğini, tüm çekleri kendisinin imzaladığını beyan etmesi, anılan çeklerin çalındığına veya kaybolduğuna ilişkin başvuru yapıldığına dair dosyaya yansıyan bir bilginin de bulunmaması karşısında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 30.03.1992 gün ve 80-98 sayılı ve 19.04.2005 gün ve 221-38 sayılı kararlarında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, belgede sahtecilik suçlarında mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni sayılmaz ise de failde belgede sahtecilik kastına etki yapabileceği cihetle, maddi gerçeğin ve suç kastının kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından; tanık S. G.'nün tekrar beyanına başvurularak savunmada geçtiği şekilde sanığın Toyota marka eski aracın satımına ve paranın alınmasına aracılık edip etmediğinin sorulması, suç tarihinden önce de sanık tarafından S. G.'ye ait çeklerin O. Otomativ şirketine ya da başka kişilere verilip verilmediğinin ve çek karnesini veren bankadan bu yolla keşide edilen çeklerin ödenip ödenmediğinin sorulması ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilip sanığın sahtecilik kastıyla hareket edip etmediği saptanarak sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesinde, "değişik zamanlarda" denilmesi nedeniyle aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı, ancak belge sayısının TCK'nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın tayininde nazara alınması gerektiği cihetle, sanığın suça konu iki adet çeki aynı anda tanık Fikri Guda'ya verdiğinin beyanlardan anlaşılması ve çeklerin farklı zamanlarda düzenlendiğine ilişkin kanıtın da bulunmaması karşısında; zincirleme suç hükmünün uygulanma olanağının bulunmadığı gözetilmeden, TCK'nun 43. maddesi uygulanması suretiyle fazla ceza tayini,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 16.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.