MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık, sahte plaka ve ruhsat belgesi kullanma, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : Tüm suçlardan mahkumiyetSanığın tutuklulukta geçirdiği sürelerin Gebze 1. Ağır Ceza Mahkemesin'den mahsup edilip edilmediği sorularak infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür.1-... plakalı araç ile ilgili resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm ile ... plakalı araçla ilgili sahte plaka ve ruhsat kullanma suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin yaptığı temyiz itirazlarının incelemesinde;Sanığın katılanın aldığı ... plakalı aracı Kadıköy 8. Noterliğinde satışı yapılmış gibi göstermek amacıyla sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belge niteliğindeki noter belgesi düzenleyip, bu işleme uygun olarak plakayı ... olarak değiştirerek sahte ruhsat ve plaka hazırlayıp katılana teslim ettiğinin iddia ve kabul olunan eylemlerinin kül halinde suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nun 342/2, 80 ve 333/1. (5237 sayılı Yasanın 204/1-3, 43.) maddeleri ve fıkrasında öngörülen müteselsil şekilde işlenen sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belgelerde sahtecilik ve plakada sahtecilik suçunu oluşturacağı gözetilmeden, bu eylemle ilgili 765 sayılı TCK'nun 350/1. maddesi uyarınca yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,2-Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik sanık müdafiinin yaptığı temyiz itirazlarının incelemesine gelince;5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5349 sayılı Kanunla değişik 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri uyarınca sanığa yüklenen "nitelikli dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan ve lehe olan 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımının, suçun işlendiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK'nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 14.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.