Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1623 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1891 - Esas Yıl 2006





Dolandırıcılık suçundan sanık Bülent'in yapılan yargılaması sonunda: Mahkumiyetine dair (Üsküdar Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 04.07.2005 gün ve 2005/322 Esas, 2005/181 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan, dava evrakı Yargıtay C.Başsavcılığı'nın bozma isteyen 09.03.2006 tarihli tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:1- Hak sahibi olan H.Fehmi'nin vefatından önce anılanın hasta olması nedeniyle maaşının oğlu sanık Bülent tarafından bankamatikten çekildiğine ilişkin savunma, babası tarafından sanığa maaşını çekmesi için verildiği anlaşılan 24.01.1995 tarihli vekaletname, maaşın yatırıldığı T.C. Ziraat Bankası Şubesi'nin hesap ekstrelerinden de ölü H.Fehmi'nin maaşlarının bankomattan çekildiğinin bildirilmesi, şifresi bilinmeden kartın kullanılarak maaş hesabına ulaşılmasının mümkün bulunmayıp hak sahibinin maaşının ölümden önce de şifresi sanık tarafından bilinen kartın kullanıldığının ve sanığın 20.07.2002 günü ölen babasına ait banka kartını tahsis eden katılan kuruma iade etmeyerek haksız surette elinde bulundurup ölü babası hesabına yatırılan 01.09.2002-30.11.2004 dönemini kapsayan maaşlarını çekmeye devam ettiğinin anlaşılmasına göre, suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 525/D-2, 80 (5237 sayılı Yasa'nın 245/1, 43) maddeleri kapsamındaki suçu oluşturduğu gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek ve uygulamalı, karşılaştırma yapılmadan gerekçeden yoksun olarak denetime olanak vermeyecek şekilde soyut ifadelerle lehe kabul edilen 765 sayılı TCK'nın 504/7. maddesi uyarınca mahkumiyetine, 765 sayılı TCK'nın lehe olduğu kabul edilerek anılan yasa uyarınca hüküm kurulduğu halde hük-molunan cezaların 5237 sayılı TCK'nın 51. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verilmesi,2- Kabule göre;A- 765 sayılı TCK'nın lehe olduğu kabul edilerek anılan yasa uyarınca hüküm kurulduğu halde 5237 sayılı Yasa'da suç konusu paranın değer fazlalığı nedeniyle artırım öngörülmediğinden bahisle cezada artırıma yer olmadığına karar verilmek suretiyle karma uygulama yapılması,B- Katılan kurumun zararının dava açılmadan önce 30.03.2005 tarihinde ödendiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında iade hükmünün uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi yasaya aykırı,3- Hükümden sonra 08.02.2008 günlü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve sanıklar yararına olan 5728 sayılı Yasa'nın 562. maddesiyle değişik CMK'nın 231 ve TCK'nın 7. maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasına karar verilip verilmeyeceğinin takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 18.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.