Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16185 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 30569 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 11 - 2010/254574MAHKEMESİ : Şanlıurfa 3. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 04/03/2010NUMARASI : 2009/621 (E) ve 2010/115 (K)SUÇ : Resmi belgede sahtecilikYapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık ve müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1. Suça konu belge aslının Ziraat Bankası Ş. Şubesi tarafından belirtilmesi karşısında 12.09.2007 tarihli yazı ile 2007/9312 soruşturma numaralı dosyaya gönderildiğinin belgelerde sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, suça konu belge aslı titizlikle araştırılarak bulunması halinde incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde belge aslının dosya içine konulması gerektiği gözetilmeden ve iğfal kabiliyetinin ne şekilde oluştuğu da kararda tartışılıp değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,2. Kabule göre de;a. Yargıtay Ceza Genel Kurulu ile Dairemizin yerleşmiş kararlarında açıklandığı üzere, yasa metninin tekrarı gerekçe olmadığı gibi yasalarda yer alan hükümler uygulanırken gösterilen gerekçelerde çelişkiye, zafiyete düşülmemesi gerekir. Sanık hakkında hükmolunan cezanın ertelemesine ilişkin TCK.nun 51. maddesinin uygulama gerekçesinde, “yargılama süresince gösterdiği pişmanlık, dolayısıyla tekrar suç işlenemeyeceği konusunda mahkememizce oluşan kanaatten bahisle hapis cezasının ertelendiği belirtilmesine rağmen, CMK.nun 231. maddesi ile ilgili değerlendirme yapılırken, “suç işleme hususundaki eğilimleri dikkate alındığından” bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle gerekçede çelişkiye düşülmesi,b. Uzun süreli hapis cezası ertelendiğinden, 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi alt soyu üzerindeki yetkileri dışında uygulanması gerektiğinin gözetilmemesiYasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.