MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanHÜKÜM : Beraat I- Sanıklar ... ve ...'a yüklenen suçtan doğrudan doğruya zarar gören şikayetçi sanık ... adına müdafiinin, kamu davasına 5271 sayılı Yasanın 238. maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde katılma isteminde bulunup bu sıfatı kazanmadığından, vaki temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE, II- Cumhuriyet savcısının temyizine gelince: Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 18.10.2003 gün ve 20/41 sayılı kararında açıklandığı üzere, beyan olunan bilgiler ilgili memur ya da makamın başkaca araştırma yapmasını, belge incelemesini gerektirmekte ise, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu oluşmayacağından, suç tarihinde Sanık ...'ın alkollü bir halde araç kullanırken sanık ...'nun kullandığı araçla kaza yapmaları üzerine, olay yerine gelen sanık ...'ın ağabeyi sanık ...'ın kaza sırasında aracı kendisinin kullandığını beyan ederek, sanık ...'nun da bu duruma göz yumarak kaza tespit tutanağı tanzim ettirdiklerinin iddia olunması karşısında; sübutu halinde eylemin 5237 sayılı TCK.nun 204/1. maddesinde öngörülen resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli asliye ceza mahkemesine ait olduğu gözetilip görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla görevli memura yalan beyanda bulunmak suçundan sanıkların beraatlerine hükmolunması, Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1 maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK. nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.