Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16015 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28346 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Dolandırıcılık Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : TCK'nun 157/1, 53/1, 58/6-7. Maddelerince (5 yıl hapis cezası, hak yoksunluğu mükerrirlere özgü infaz infaz sonrasında denetimli serbestlik uygulaması) TCK'nun 204/1, 53/1, 58/6-7. maddelerince (3 Yıl hapis cezası hak yoksunluğu mükerrirlere özgü infaz infaz sonrasında denetimli serbestlik uygulaması)7201 sayılı Tebligat Kanununun 11. maddesi uyarınca vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği cihetle, 27.11.2006 tarihli oturuma katılıp sanık ... müdafii olduğunu bildiren, Av. .... yokluğunda verilen hüküm tebliğ edilmediği gibi sanığın yokluğunda verilen kararın 19.05.2009 tarihli sorgusunda belirttiği adresi dışındaki başka bir adrese Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilmesi nedeniyle yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü ile sanık ....müdafiinin öğrenme üzerine yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede gereği görüşüldü;I- Dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;TCK'nun 157/1. maddesi uyarınca hapis cezası yanında adli para cezasına da hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliği karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin bulunmadığı takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık ... ve diğer sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,II – Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 688. (6102 sayılı Kanunun 776.) maddesinin 6. fıkrası uyarınca senet metninde bulunması gerekli zorunlu unsurlardan olan “tanzim yerinin” bulunmaması halinde senedin özel belge niteliğinde olacağı, dosyada bulunan suça konu bonoda açıkça düzenleme yeri belirtilmemiş, senedi düzenleyenin ismi yanında "... mah.... Sokak No: ....” biçiminde gösterilen adresin hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde anlaşılabilir bir idari birim adını ifade etmediğinden, suça konu senedin bono vasfını haiz olmayıp, özel belge niteliğinde olduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgı sonucu yazılı şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması, Yasaya aykırı, sanık ... ve diğer sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.